DOLAR 32,5738 % 0.07
EURO 34,9179 % 0.09
STERLIN 40,6253 % 0.24
FRANG 35,7286 % 0.08
ALTIN 2.438,57 % 0,35
BITCOIN 66.763,75 0.401

Kurbağa yavaş yavaş haşlanırken..!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kurbağa yavaş yavaş haşlanırken..!
0

 

İstişare ve ortak akıl bir kültürdür, İslam’ın da temelidir..!

Akletmeyen, sorgulamayan ve körü körüne biat eden bir kitleye bunu anlatmak çok zor hatta imkansızdır..

Liderin hitabetine, hamasetine ve heybetine bakıp oy veren, vizyonuna, misyonuna ve stratejisine dikkat etmeyen, sadece kendi çıkar ve menfaatlerine odaklanmış bir kitle, toplumları felakete sürükleyen en büyük tehlikedir..!

Eğer bir duvar bel vermiş ve onarım yapılacak bir durumu kalmamışsa, tehlike arz ediyor ve her an yıkılıp birilerinin göçüğün altında kalma ihtimali doğmuşsa, artık o duvar yıkılıp yenisi yapılmalıdır..

Bilim de, akıl da, tecrübe de bunu der. Her şeyden önemlisi Yüce dinimiz İslam’da aynı şeyi vurgular.. Bunun için Yüce Yaradan’ın “siz hiç akletmez misiniz” ayetine riayet etmek yeterlidir.

Siyasette, ekonomide ve ahlakta fırtınaya gebe bir rüzgara kapıldık. İpi kopmuş uçurtma misali başı boş uçuyoruz..!

Bazen içinde bulunduğumuz koşullar bizi oldukça rahat hissettirir. Hiç bir şeyi sorgulama ve araştırma gereği duymayız. İşte o zaman garip bir körlük başlar. Suyumuzun ısındığının farkına vardığımızda herşey için çok geçtir artık..

Bir kurbağayı kaynar suya koyduğunuzda can havliyle hemen dışarı zıplar ama kurbağayı oda sıcaklığında bir suyun içine koyar ve korkutmazsanız, öylece kıpırdamadan duracaktır.

Bu arada suyun sıcaklığını yavaş yavaş arttırırsanız, çok ilginç bir şey olur. Sıcaklık yükselirken kurbağa hiçbir şey yapmaz hatta halinden keyfinin çok yerinde olduğu dahi gözlenebilir.

Sıcaklık yavaş yavaş arttıkça, kahramanımız gittikçe daha da sersemler, taa ki bulunduğu kaptan dışarı çıkacak tâkati kalmayana kadar. Onu dışarı çıkmaktan alıkoyacak hiçbir şey yoktur ama bizim kurbağa orada oturup haşlanmayı bekleyecektir..!

Peki, neden böyle davranmaktadır?

Çünkü hayata yönelik tehditleri algılayan iç aygıtı, kendi çevresindeki ani değişimlere programlanmıştır, yavaş ve kademeli değişimlere değil..

Bizler de, her türlü medya bombardımanı ve PR çalışmaları ile uyutulurken;

Hayallerimizi, bir televole vadisinde, birbirinin aynı yüzlerce kişinin gerçek olmayan hayatlarıyla erozyona uğratırken;

Gerçek güzelliği, silikonlu yastığa dönüşmüş vücut müsveddelerini, estetik operasyonlar sonucu birbirine benzemiş yaratıkları izleyerek kaybetmekte iken;

Vücut hatlarını tüm belirginliği ile ortaya koyan, baştan aşağı özenle seçilmiş “tesettür kıyafeti” ve türbanının üzerindeki marka güneş gözlüğü ile, Selamünaleyküm diyerek bir ortama giren her hanımefendiyi “ne güzel Müslüman” diye karşılarken;

Evlerde analarımız sabah sabah gözlerini, TV de göbek atan şarkıcılarla ve kim kiminle ne yaptı, kiminle kaçıp kaç çocuk peydahladı programları ile açarken;

Babalarımız işini bilip köşeyi dönmediği için evlerde saygı görmezken;

Küçücük çocuklar ekmek çaldığı için cezalandırılıp, milyonları yoksulluğa itmiş, her türlü yolsuzluğa bulaşmış hortumcular VIP salonlarında törenle karşılanırken;

Etrafta paradan başka Tanrı, güçten başka kral kalmamışken;

Aşkın yerine birkaç gecelik/aylık seviyeli ilişkiler tahta oturmuş, karşılıklı hesaplar iktisadi kuralları bile alt üst etmişken;

Kurbağanın suyu yavaş yavaş ısınmaktadır..

Bizler, tefekkür vadisinde tevekkülü yaşamaktan uzaklaşıp, her saniye kurbağanın kaçınılmaz sonuna yaklaşmakta olduğumuzun farkına bile değiliz artık..!

YORUM YAP

Tülay Önder 4 Şubat 2023 / 13:22 Yanıtla

Muhteşem bir yazı, kutlarım.