DOLAR 32,5193 % -0.09
EURO 34,7858 % -0.25
STERLIN 40,4496 % -0.18
FRANG 35,5687 % -0.36
ALTIN 2.423,23 % -0,28
BITCOIN 66.531,75 0.494

URFA’DA ULUCAMİ’DEN TOPUN PATLAMASINI HATIRLIYOR MUSUNUZ?

Yayınlanma Tarihi : Google News
URFA’DA ULUCAMİ’DEN TOPUN PATLAMASINI HATIRLIYOR MUSUNUZ?
0

Urfa’ da Ramazanlar bir başka yaşanır. Çünkü misafir ağırlamak, birlikte yemek yemek, Urfalıların en önem verdiği birlikteliklerdir.

Ramazan gelmeden bir ay önce hazırlıklar başlardı. Evlerde çok detaylı temizlik yapılırdı. Yatak yorgan gibi büyük çamaşırlar yıkanırdı. Hamama gidilirdi. Bir ay yetecek kadar ekmek yapılırdı. Boranı köftesi yuvarlanır, kızartılırdı. Evdeki yiyecekler kontrol edilir, eksiklikler giderilirdi.

Ramazan’ın en önemli hazırlığı “külünçe” adeta bu mübarek ayın olmazsa olmazıydı. İftardan sonra yoğrulan hamur, hünerli ellerde tahta nakış kalıpları ile süslenir, kenarlar ”çirtik” yapılırdı. Sahurda fırına götürülürdü. Tuzlu şekerli külünçenin doyulmaz tadı ile birlikte, kokusu bütün sokakları doldururdu. Sahurda peynirle birlikte yenirdi.

Ramazan ayı, yardımlaşmanın yoğun yaşandığı bir aydır. Bu nedenle, çevredeki ihtiyaç sahibi insanlar tespit edilir, Ramazan gelmeden onlara gerekli erzaklar alınırdı. Bu hazırlıklara ilave olarak, evdeki bakır kaplar kalaylatılırdı.

Bayram için elbiselik kumaşlar alınırdı. Erkek ve kadın terzilerde sıraya girilirdi.

Hangi evde cüz okunacağı önceden belirlenirdi. Cüz okuma saatleri genellikle öğle ve ikindi namazı arasında olurdu. İftara kimlerin çağırılacağı önceden tespit edilirdi. Çünkü davet edenler çok olduğu için sıraya girilirdi.

Ramazan, çocuklar için keyifli anların yaşandığı güzel günlerdi. Yedi yaşındaki çocukları oruca alıştırmak için yarım gün ile başlanır, iki yarım gün dua ile birbirine bağlanırdı. Küçük çocuklar sahura kaldırılır, sahur sofrasına uykulu gözlerle oturtularak oruca alışma çalışmaları yapılırdı. Oruç tutan çocuklar büyüklerin sırtına bindirilir, evin her yerinde gezdirilirdi. Top atılmaya az bir süre kala, bütün çocuklar dama çıkardı. Bütün evlerin damından Ulucami’nin minaresi görünürdü. Oruç tutan küçük çocuklar, büyüklerin sırtında dama çıkarılır, diğer çocuklarla birlikte topun patlama heyecanını yaşayarak ödüllendirilirdi.

Hemen hemen hiçbir çocuğun kolunda saat yoktu. Havanın kararması veya güneşin batması çocuklar için dama çıkma sürecini belirlerdi. Her damda birkaç çocuk olduğu için sesler koro halinde çıkardı. Çocuklar hep beraber ”HA ! HA !HA !” diye bağırırdı. Birden Ulucami’nin şerefesinden kırmızı bir ışıkla birlikte fışşşşş diye bir ses gökyüzüne yükselir, gümmm diye patlardı. Aynı anda çocuklar alkış sesi ile topun patlamasının heyecanını yaşayıp damdan inerlerdi. Damdan koşarak inen çocuklar, hemen sofraya oturur, kimi zaman büyüklerin, kimi zaman küçüklerin okudukları dua ile oruçlarını açarlardı.

Urfa’da İftar sofralarının vazgeçilmez menüsü çiğköfte olurdu. Bazen iftar saatine yetişir, bazen de tuzuna bakmak için iftardan birkaç dakika sonraya yetişirdi. İftar çiğköftesinden mutlaka bir iki komşuya verilirdi. Çiğköfte tabağı kışsa herdel, nane, turp ve eşkili ile, baharsa has, kuzu kulağı, suyarpızı ve pirpirim ile servis yapılırdı.

Urfa’da Ramazan yaz mevsimindeyse; iftardan önce herkesin elinde ipe bağlanmış bir buz kalıbı ile evine döndüğünü görmek olağandır. Çünkü “buz gibi biyambalı” Urfa’ da yaz iftarlarının en önemli içeceğidir.

Urfa iftar sofralarında, çorba yerine çiğköfte su içtikten sonraki yemektir. Çorba iftar sofralarında yer almazdı. Çünkü, yemekler hem göze hem de mideye hitap eden çok kezzetli yemekler olduğu için çorba ile karın doyurulmazdı.

Dua ile başlayan iftar sofrasından dua ile kalkılırdı. Sofra hızlıca toplanır, akşam namazını ailenin bütün fertleri birlikte kılardı.

Akşam namazından sonra, vakit kaybetmeden camide yer bulmak için kadınlar, erkekler ve çocuklar birlikte “teravih” namazına giderdi. Namaza giden insanlar yolları doldururdu. Sokaklar geceleri gündüzden daha kalabalık olurdu.

Ramazanlar küslerin barıştığı, yoksulların doyurulduğu, iftar sofralarının kurulduğu, duaların doruğa çıktığı çok güzel günlerdi. Özlediğimiz güzel günlerin mutlulukların yaşandığı özel günlerdi Ramazan.

Gözlerinizi kapatınız. Yer sofrasında sevdiklerinizle bir Urfa iftarını hayal ediniz. diyorum.

NE MUTLU URFALIYIM DİYENE !

Edibe Aydın (Kahya)

YORUM YAP