Mahmut Şevket Haberveren yazdı…
Günlerden bir gün, şöyle sakin sakin köşemde koltuğumda otururken gözlerimin önüne hayatım, ailem, babam, annem geliverdi bir filim şeridi gibi ister istemez anılarıma daldım, dalmasına da onlardan bana hatıra olarak elle tutulacak anılarını yaşatacak, bizden sonra ki neslime, torunlarıma tanıtacak görsel bir şeylerin kalmadığını/olmadığını yüreğimin yanmasından anladım.
Babanız veya anneniz vefat eder eğer varsa bir mal varlığı kardeşler arasında hissenize düştüğü kadarını paylaşır alırsınız, bende aldım. İyi de benim babam bir de bu Vatan için kurtuluş savaşında sinesini siper etmiş, o zaman topraklarımız olan Şam’da savaşmış müttefikimiz olan Almanya yenilince savaşı bıraktırmışlar ellerinden silahlarını alarak “hade evlerinize gidebilirsiniz demişler, aç/susuz çölü geçmişler, geçmesine de korumasız/silahsız bir durumda oldukları için çöl eşkıyalara da giysilerinden başka bir şeyleri olmadığından giysilerini vermişler ve canlarını kurtarmışlar Şanlıurfa’ya vardıklarında bir müddet hastalanmışlar onu da atlatınca Türkiye’nin asker ihtiyacı olduğundan tekrar silah altına alınmışlar ve uzun bir sürede öyle askerlik yapmışlar.
Şimdi diyeceksiniz ki bunları neden anlatıyorsunuz konuyla ne alakası var, izah edeyim.
Ben bu babanın evladı mıyım, evladıyım, mirasçısı mıyım evet mirasçısıyım.
Peki, verilmiş olan İstiklal madalyasını neden yalnız ailenin en büyük evladı taşıyabiliyor, onun ölümüyle de ancak eşi veya çocukları sahiplenebiliyor, yani babamın madalyası bana intikal etmesini kaç sene beklemem gerekiyor, ondan da vaz geçtim varsın abim taşısın amenna, neden diğer evlatlarına hiç olmazsa kişinin bir beratı verilmez ki? Neden diğer evlatlarından bir A4 kağıdı büyüklüğündeki bir belge esirgenir ki?
Bu konu beni çok üzdü, kalkıp Askerlik şubesine giderek durumu bildirdim, derdimi dile getirdim, aldığım yanıt o Beratı alabilmem mümkün değilmiş ancak ailenin en büyük erkek evladı müracaat edebilirmiş dediler, bende aile büyüğümüzün -85- yaşında ve rahatsız olduğunu dile getirdim o zaman kendisi tarafından bana tam yetki veren bir vekâletnamesi gerektiğini söylediler.
Tamam, tamam da o vekâletnameyi alabilmem için yaşı ileri bir yaş olduğundan tam teşekküllü Devlet Hastanesinden -aklı melaikesi- yerinde olduğunu gösteren bir rapor almam gerekiyor.
Ben babamın mirasını almak için aile büyüğünün onayını almıyorum ki, babamın GAZİ olduğunu gösteren bir Beraat belgesini alırken de onayını alayım.
Hazırlanan kanunlarımız eksik ve teferruatsız, bu da hakimlerimizi, savcılarımızı ve de vatandaşlarımızı yormaktan başka bir işe yaramıyor. Öyle sanıyorum ki benim gibi birçok insan aynı dertten mustariptirler. Bu sorunu da ancak; Sayın CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN çözebilir
Mahkemeye gitmeden, bir Nüfus Kayıt Örneği ve Gazi olan kişinin varisi olduğunu gösteren veraset ilanı (mirasçılık belgesi) ile müracaat ettiği takdirde GAZİ BERAAT belgesini alabileceğini zikreden KHK’yi imzalayarak bitirebilmesidir.