DOLAR 32,5999 % 0.34
EURO 34,8211 % 0.18
STERLIN 40,4534 % -0.43
FRANG 35,8280 % 0.59
ALTIN 2.508,34 % 0,96
BITCOIN 2.117.785 2.358

Tatar: Bize düşen görev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha da güçlendirmektir

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tatar: Bize düşen görev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha da güçlendirmektir
0

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Şu anda bize düşen görev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha da güçlendirmektir.” dedi.

Ramazan Kaya   |AA

Çeşitli ziyaretler kapsamında Kayseri’ye gelen Cumhurbaşkanı Tatar, Kayseri Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda yerel basın kuruluşlarının sahipleri ve gazetecilerle bir araya geldi.

Tatar, Kayseri’de 2 gündür kendilerine büyük bir muhabbetin olduğunu gördüğünü söyledi. Türkiye sevdası ile yaşamlarını sürdürdüklerini belirten Tatar, artık Kıbrıs’ta bir ortaklık değil, yan yana yaşayan 2 ayrı egemen, eşit devletin kurumsal iş birliğiyle ancak bir anlaşmanın olabileceği siyasetini savunduklarını söyledi. Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu siyaseti savunduğunu belirtti.

Bir gazetecinin, “KKTC sadece Türkiye tarafından tanınmakta, diğer ülkeler tarafından tanınması konusunda ne tür çalışmalar var? Türkiye’nin öncülüğünde Türk Birliği kuruldu. Türk cumhuriyetleri dahil henüz tanımış değil, bu manada ne tür çalışmalar yapılıyor?” sorusu üzerine Tatar, bu mücadeleyi yıllardan beri verdiklerini ifade etti. Sıkıntılarının esas itibarıyla Rumların kendilerine yaptığı haksızlık olduğuna dikkati çeken Tatar, şunları kaydetti:

“Çünkü Rumlar başarmışlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıtmışlar ve o intiba vardır ki güya bütün Kıbrıs’ın temsilcisi Kıbrıs Cumhuriyeti’dir. Halbuki uluslararası anlaşmalara bağlı olarak Kıbrıs’ta 2 ayrı egemen halk vardır, Türkler ve Rumlar. Birleşmiş Milletler de bunu biliyor. Biz hiçbir zaman 1571’den sonra Rum boyunduruğu altında yaşamadık. Böyle bir şey düşünemeyiz. Çünkü bizim 40 mil uzağımızda koskocaman bir anavatanımız var. Şu anda bize düşen görev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha da güçlendirmektir ve dünyaya da şu mesajı vermektir, ‘İstediniz kadar bize haksızlık yapın, istediğiniz kadar bize baskı yapın, istediğiniz kadar bize bu engellemelere devam edin, hiçbir zaman dayatma, empoze ve gidip Rum’a yama olacak bir halk değiliz.’ Çünkü biz Kıbrıs Türk halkıyız. En büyük erdem olan, şehitler vererek, bedeller ödeyerek kurduğumuz devletimiz var. Bu gerçeği dünya görmezden gelemez. Mutlaka gün gelecek bu gerçeğe daha da fazla saygı duyulacaktır. Çünkü zaten şimdiden saygı duyuyorlar. Kıbrıs’ın üniversitelerinde 144 farklı ülkeden öğrenci var. Kıbrıs’a gelen turistler dünyanın farklı yerlerinden gelip gidiyor. Dünyanın her yeri ile ticari ilişkilerimiz, her türlü temasımız var.”

Türk cumhuriyetleri tarafından tanınma beklentisi

Türk cumhuriyetlerinin hepsiyle temaslarının olduğunu anlatan Tatar, hepsine sevgi ve saygılarını iletti. Onların mücadelesinin kendilerinin de mücadelesi olduğuna işaret eden Tatar, özellikle Azerbaycan’ın Karabağ zaferi, Türkiye’nin oraya desteği ve Türkiye ile yakınlaşmalarından çok mutlu olduklarını belirtti.

Onları kardeş bir cumhuriyet olarak gördüklerini dile getiren Tatar, kendilerinin de Türklerin Doğu Akdeniz’deki temsilcileri olduklarını aktardı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk cumhuriyetleri tarafından da sahiplenmesinin elbette beklentileri olduğunu dile getiren Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Elbette milletimize yakışan bir gelişme olacaktır diye düşünüyorum. Ama belli ki sıkıntıları vardır. Belli ki isim vermeye gerek yok, bazı ülkeler frenlemektedirler. İnşallah zaman içerisinde bu frenler yavaş yavaş açılacak. Açıldığı takdirde o muhabbet daha da gelişecektir. Bizim üniversitelerimizde bu cumhuriyetlerden yüzlerce öğretim görevlisi vardır, binlerce öğrenci vardır. Bu iletişim çağında aramızdaki o muhabbet, gönül birliği ve bağlar o kadar çok gelişmektedir ki bizi çok iyi tanıyorlar. Nasıl insanlar olduğumuzu, nasıl mücadele verdiğimizi, nasıl şehitler verdiğimizi, nasıl direndiğimizi, 7 düvele karşı savaşmış ve direnmiş Kıbrıs Türk halkının nasıl onurlu bir mücadele verdiğini biliyorlar. İnşallah zaman içerisinde hak ettiğimiz değeri bulacağız diye düşünmek istiyorum.”

“Doğru siyaset 2 ayrı devlettir”

Bir gazetecinin, “Kıbrıs’ın rızası alınmadan Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün görev süresi uzatıldı. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Tatar, bunun hep böyle olduğunu ifade etti. Kendilerine göre 6 ayda bir bunu uzattıklarını belirten Tatar, “Bunlar hala anlamıyorlar ki Kıbrıslı Rumlar Kıbrıs’ı bir Helen adası görmektedirler. Rum zulmüne karşı Mehmetçiğin adaya geldiği tarihten bugüne hala Kıbrıs’ta adil, kalıcı, kapsamlı, sürdürülebilir ve Kıbrıs’ın gerçeklerine bağlı olarak bir anlaşma için mücadele veriyoruz. Türkiye’nin tam desteği ile Kıbrıs’ta yan yana yaşayan 2 egemen, eşit devletin iş birliği ile ancak bir anlaşma olabilir. Hiçbir zaman bizler gidip Rum’a yama olmayacağız. Rumlar Kıbrıs’ın tümünü bir Yunan adası olarak görmektedirler. Doğru siyaset 2 ayrı devlettir.” diye konuştu.

“Dünyanın bizimle derdi yok”

“Uzun zamandır uygulanan bir ambargo var. Bu ambargoya karşı nasıl mücadele ediyorsunuz?” sorusu üzerine ise Tatar, ambargo konusunda çıkış yerlerinin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu anlattı. İhracatlarının önemli bölümünü Türkiye’nin limanlarından yaptıklarına dikkati çeken Tatar, şunları kaydetti:

“Dünya da bunu kabul etmiştir. Çünkü dünyanın bizimle derdi yok, dünya önümüzü açmaya çalışıyor. Her bir adım atıldığında Rum Cumhuriyeti orada, Kıbrıs Cumhuriyeti gidip veto ediyor. Ne diyor, ‘Kıbrıs’ın kuzeyi Türkiye’nin işgalindedir.’ diyor. Bugün İngiltere’nin bir kanalında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizminin bir reklamı vardı. Rumlar bu televizyon kanalına başvurmuşlar, ‘Bu işgal bölgesinin reklamı, bu televizyon kanalında oynayamaz, bunu durdurun’ diye. Bizim oradaki insanlarımız hepsi ayağa kalktı, sosyal medyadan tepki yağdırıyorlar Rumlara, ‘Bize hayat şansı vermiyorsunuz, bizi yaşatmak istemiyorsunuz.’ diye. ‘Biz sizinle nasıl anlaşma yapacağayız? Nasıl sizinle birlikte yaşayacağız?’ diye. Düşünebiliyor musunuz, bizim otellerimizi, turizmimizi tanıtacak bir reklam filmini dahi gidip protesto ediyorlar. Rum yönetiminin İngiltere’deki büyükelçiliği gidip dava açacakmış bu kanala. Bu zihniyetle biz nasıl anlaşacağız? Adamın niyeti bizi yok etmek. Adamın niyeti bizim yaşam hakkımızı elimizden almak. Bunlarla bizim eşit bir anlaşma yapmamız mümkün değil.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

YORUM YAP