DOLAR 32,5339 % -0.06
EURO 34,8876 % 0.02
STERLIN 40,6645 % 0.18
FRANG 35,6888 % -0.04
ALTIN 2.431,43 % 0,05
BITCOIN 66.396,00 -0.605

Yalanın caiz olduğu yerler

Yayınlanma Tarihi : Google News
Yalanın caiz olduğu yerler
0

Muhterem Kardeşlerim…
Özellikle günümüzde insanların en yakınındakiler bile kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmekte ve çok yalan söylemektedirler.
Efendim;
Yalan söylemek haramdır, çok büyük günahtır. Ölmemek için leş yemek caiz olduğu gibi, ölümden kurtulmak için yalan söylemek de caizdir. (Hadika)

Hazreti Sevban buyurdu ki:
“Her yalan günahtır. Ancak bir Müslüman’a faydası dokunan veya bir Müslüman’ın zararını kaldıran yalan bundan hariçtir.”

Yalanın caiz olduğu yerlerden bazıları şunlardır:
1- Savaşta: Hazreti Ali otururken düşmanın biri, aniden karşısına kılıçla çıkıp, “Şimdi seni benim elimden kim kurtarabilir?” der. Hazreti Ali de, parmağı ile adamın arkasını gösterip “Peki dövüşelim; fakat iki kişiyle mi?” der. Düşman, arkamdaki kim diye bakınca, Hazreti Ali kılıcını çekip, düşmanını zararsız hâle getirir. Düşman, oturan insana yaptığı kendi hilesini görmeden “Bana hile yaptın?” der. Hazreti Ali de, “Ama asıl sen beni gafil avlayacaktın ya” der ve şu Hadis-i Şerifi bildirir:
“Harb hiledir.” [İbni Sünni, İbni Lal]

2- İki Müslümanı barıştırmak için:
Üç günden sonra dargın durmak günahtır. Dargın olan iki Müslümanı barıştırmak için aralarını bulucu yalan söylemek caizdir. Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
(İki kişinin arasını bulmak, nafile namaz, oruç ve sadakadan daha faziletlidir.) [Tirmizi]
(İki kişinin arasını düzeltmek ve hayırlı iş için söylenen söz, yalan sayılmaz.) [Müslim]
(İki Müslümanı barıştırmak için, birbirlerine iyi söz getirmek yalan sayılmaz.) [İbni Lal]

Peygamber Efendimiz gülümsediği zaman, Hazreti Ömer sebebini sual edince, buyurdu ki:
“Ümmetimden iki kişi, Allahü Teâlâ’nın huzuruna çıktı. Biri dedi ki:
-Ya Rabbi, bu adamdan hakkımı al!
Allahü Teâlâ buyurur:
– Bu adamın hakkını ver!
-Ya Rabbi, bir iyiliğim kalmadı ki nasıl vereyim?
Allahü Teâlâ hak sahibine buyurur:
– Bu adamın iyiliği kalmadı. Ne yapacaksın?
– Günahlarımı alsın!
Bu arada Peygamber Efendimiz ağlayarak, “O gün öyle dehşetli bir gündür ki, o gün başkalarının günahlarını yüklenmek şöyle dursun insan kendi günahının yükünü çekemez.”
Allahü Teâlâ, hak sahibine buyurur:
– Başını kaldırıp Cennetin şu muhteşem köşklerine bak!
Hak sahibi baktıktan sonra der ki:
– Evet görüyorum. Bu muhteşem köşkler, hangi şehit, hangi sıddık veya hangi Peygamberindir?
– İşte o gördüğün göz kamaştırıcı köşkler, bedellerini ödeyenler içindir.
-Ya Rabbi bunların bedellerini kim ödeyebilir?
– Sen ödeyebilirsin.
– Nasıl ödeyebilirim, neyim var ki?
– Hakkını bu kardeşine bağışlamakla bu köşke sahip olursun.
– Bağışladım ya Rabbi.
Allahü Teâlâ buyurur ki:
– Haydi kardeşinin elinden tutup Cennete girin!”

Peygamber Efendimiz devamla buyurdu ki:
“Allah’tan korkun ve aralarınızı düzeltmeye çalışın! Zira Allahü Teâlâ, kıyamet gününde sizin aralarınızı düzeltir.” [Harâiti]

3- İki Müslüman’ın aralarının açılmasını önlemek için:
Araları bozulmak üzere olan iki Müslüman’ın aralarının açılmasını önlemek için yalan söylemek caiz olur. İyiliğe vesile olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan makbuldür.

4- Eşi ile iyi geçinmek için:
Eşler birbirini idare etmek için yalan söyleyebilir.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Eşini idare etmek için yalan söylemek caizdir.” [İbni Lal]
“Eşler birbirini idare etmek için yalan söylerse günah olmaz.” [Müslim]

İbni Erkam hazretleri, Hazreti Ömer’e, “Eşim beni sevmiyor. Sevmediğini de yüzüme karşı söyledi. Böyle bir eş ile yaşamak istemem” dedi. Hazreti Ömer, kadına “Niçin kocanızın yüzüne karşı öyle söylediniz” buyurdu. “Yalan söylememek için. Yoksa burada yalana izin var mıdır?” dedi. Hazreti Ömer, “Elbette burada yalan söylemeye izin vardır. Bir kadın, kocasını sevmese de, onu üzmemek için, yalan söylerse günah olmaz” buyurdu.

5- Zalimden, bir Müslüman’ın bulunduğu yeri gizlemek için.

6- Müslüman’ın malını zalimlerden korumak için.

7- Müslüman’ı memnun etmek için:
Bir arkadaş beğenip bir kravat alsa veya bir elbise diktirse, bu bizim hoşumuza gitmese de, bu elbise size çok yakışmış demek caiz olan yalana girer. Bir Müslüman’ı sevindirmek için bir bahane aramalıdır.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Farzdan sonra Allahü Teâlâ’nın en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.” [Taberani]

Genel olarak kadınlar, süse düşkündür, giyimlerine dikkat ederler. Aldığı bir elbise için, “Bu elbise, sana ne kadar da güzel yakışmış?” demek, yalan olmaz. Çünkü dinimiz, hanımla iyi geçinmek için yalan söylemeyi caiz görmüştür. Hele haklı bir takdiri esirgemek ahmaklıktır.

8- Müslüman’ın günahını, sırrını ve ayıbını gizlemek için:
Müslüman gencin biri, iftiraya uğrar. Sonunda idama mahkum olur. İnfaz saatini beklerken, kendisine iftira edenlere, bu arada hükümdara ağzına gelen sözleri sarf eder, sövüp sayar. Bu acı acı bağırmalar, bir müddet devam eder. Hükümdar, saraydan bu feryatları duyar. Fakat ara uzak olduğu için ne söylediğini anlayamaz.

İki vezirinin yanına giden hükümdar, bu gencin neler söylediğini sorar. Birinci vezir, “Hükümdarım bu genç, ‘Allah, affedenleri aziz eder’ Hadis-i Şerifini söylüyor, ‘Affedenlerin yeri Cennet’ diyor. Sizden af talebinde bulunuyordu” der. Bu söz, hükümdarın hoşuna gider. “Bu genci affettim, serbest bırakın” der. İkinci vezir, hemen atılır: “Haşmetli hükümdarımız, bu veziriniz, zat-ı âlinize karşı yalan söylüyor. Genç af istemiyor, size sövüp sayıyordu” der. Hükümdar der ki: “Bre vezir, sen yersiz doğru söylemekle, iki kişinin ölümüne sebep olmak istiyorsun. Şu vezirin yalanı ise, bir canı kurtarmıştır. Unutma ki, iş bitiren yalan, fitneye sebep olan doğrudan iyidir.”

Hükümdar, yersiz doğru söyleyen veziri azleder, yerinde yalan söyleyerek bir suçsuzu idamdan kurtaran veziri de kendisine sadrazam yapar.

9 – Fakire ikram için:
Biz satıcı olsak, fakir biri de gelip beğendiği bir malı almak istese, fakat pahalı gelse, biz o malı on liraya almışsak, fakire, biz bu malı beşe aldık, bir lira kâr ile size altıya satabiliriz desek bu caizdir, günah olmaz.

10 – Haklı iken, karşısındakine sen haklısın demek:
Eşin biri diğerine sen haklısın derse geçim olur. İkisi de ben haklıyım derse geçim olmaz. İkisi de sen haklısın derse, o zaman o evde ilahi aşk başlar.
Hadis-i Şerifde buyuruldu ki:
“Allah rızası için affedeni, Allahü Teâlâ yükseltir.” [Müslim]

Daha bunun gibi şeylerde yalan söylemek caizdir. Mesela içki içen veya başka bir günah işleyen kimseye sen günah mı işliyorsun diye sorduklarında, kötü örnek olmamak için, hayır günah işlemedim diyebilir.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Kötü şeyler yapan, bunları gizlemeye çalışsın!” [Hakim]

Büyükler yalan söylemek gerekince, sözün manasını değiştirerek, doğru söylemeyi tercih etmişlerdir. Mesela Muaz ibni Cebel hazretleri vazifesinden dönünce hanımı, “Bu kadar çalıştın, zekat topladın, bize ne getirdin?” dedi. O da, “Beni gözeten vardı, bir şey getiremedim” dedi. O, gözetenden Allahü Teâlâ’yı kastetti. Hanımı ise, Hazreti Ömer’in onu kontrol eden birini gönderdiğini sandı. Hanımı, Hazreti Ömer’in evine gidip kızarak, “Muaz, Resulullah’ın ve Ebu Bekr-i Sıddık’ın yanında emin idi. Siz niçin onun peşine adam takıyorsunuz?” dedi. Hazreti Ömer, Hazreti Muaz’dan işin aslını öğrenince, hanımına bir miktar hediye gönderdi.

Güzel yalan, çirkin doğru

Yalan söylemek haramdır, ama savaşta düşmana karşı helâl, hatta yerine göre farz olur. Müminleri zarardan kurtarmak için, dini korumak, İslamiyet’in bir emrini yerine getirmek için olursa sevabdır. Fitneye sebep olan doğru ise günahtır. “Fitne çıkaran doğru söz, günahtır” ve “Fitneye mani olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan iyidir” denmiştir.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

YORUM YAP