
Reşat Kuşçuoğlu yazdı…

Cumhuriyet tarihimizin en büyük yatırımlarından biri…
Atatürk Barajı…
Sadece bir inşaat değil, sadece beton değil, sadece çelik değil…
Bir ülkenin iddiası, ufku ve hedeflerini sembolleştiren bir eser.
Güneydoğu Anadolu’nun kaderini değiştiren, toprağa bereket veren, sanayiye güç sağlayan, Türkiye’ye enerji akıtan, Fırat’ın yükünü omuzlarında taşıyan dev bir emek anıtıdır o.
Bu muazzam projenin yapımını üstlenen firmanın ortaklarından biri olan Sayın Muammer Özkavaf ise, yıllar geçse de unutmayacak kadar ince ruhlu, gönlü geniş bir insan…
Aradan bunca zaman geçmesine rağmen, o gün o şantiyelerde alın teri döken mühendisleri unutmadı. Bir vefa gecesi organize etti.
Yer: Midas Oteli
Ben de davetliler arasındaydım.
Devlet Halk Müziğinden Ahmet Uslu’nun refakatinde misafirlere türküler söyledim. O türküler, o baraj yıllarının çetin şartlarında beraber omuz omuza çalışan mühendislerin gözlerinde unutulmaz anıları yeniden canlandırdı.
Davetliler arasında Makine İkmal Grup Müdürü M. Sait Arasan, diğer grup müdürleri, mühendisler…
Baş mühendisler arasında Uğur Güllü, Muammer Muslu, Fırat Sezer, Mustafa Bigel, Ahmet Öğrenci, Hasret Usta, Ercüment Bey…
İsimlerini atladıklarım varsa affola…
Gecenin masaları yemekliydi, sohbetler sıcaktı. Oyun havaları çalındı, mühendisler bir zamanlar Fırat’ın kenarında ağır iş makineleri arasında sergiledikleri ustalık gibi bu kez pistte hünerlerini sergilediler.
Ve Muammer Bey o gece, belki de gecenin özünü tek cümlede özetledi: “Amacımız, geçmiş günleri hatırlamak ve bir arada olmak…”
Bu cümle çok kıymetli…
Çünkü bu ülkede, maalesef, vefa giderek daha az rastlanır hâle geliyor.
Ama Midas Oteli’nin o salonunda, yıllar önce Atatürk Barajı’nın inşasında ter döken mühendisler, yöneticiler, emek verenler yeniden aynı masanın etrafında toplandı.
Bu ülkeye değer katmış bir proje, bu ülkeye güç veren bir eser… Ve o eserin ardındaki insanların birbirini unutmamış olması…
İşte içimi titreten tarafı bu gecenin tam da burasıydı.
Topluluk dağılmadan, izin isteyip o güzel geceden ayrılırken içimden sadece şu geçti: Vefayı yaşatabilenlerin ülkesi, her zaman daha büyük hedeflere yürür.



