DOLAR 32,5038 % 0.08
EURO 34,7826 % -0.12
STERLIN 40,2943 % -1.04
FRANG 35,7169 % 0.28
ALTIN 2.499,53 % 0,61
BITCOIN 2.112.273 3.879

BETA VE ÜFÜRÜM

Yayınlanma Tarihi : Google News
BETA VE ÜFÜRÜM
0

Dr. Müslüm Sunay yazdı…

 

Evet, yanlış okumadınız!

Üfürük değil üfürüm. Üfürük olayını sonraya bırakalım…

Üfürüm; genelde kalpteki kanın dar bir yerden geçerken çıkardığı üflemeye benzer bir sestir. Bu sesin kalp bölgesinde duyulması, hasta için çok önemli bir bulgudur.

Bir zamanlar muayenehaneme, yanında bir kadınla karnı burnunda köylü bir hastayı getirdiler.

Adı Halime olan hastanın nefes darlığı şikayeti vardı. Kalbini dinlerken, mitral kapaktan aldığım sufl yani “üfürüm“le şok üstüne şok oldum.

Dar olan bu kapaktan kan, rahat geçemediği için çıldıracak gibi hızlı hızlı atıyor ve ruftada ruft, ruftada ruft, ruftada ruft gibi müzikal ama korkunç bir ses çıkarıyordu.

Bu darlığın sebebi çok küçük yaşta geçirilen bir bademcik iltihabı mikrobu. Tıpta adı Beta hemolitik streptokok, kısaca “Beta” denilen bu mikrop çok küçük yaşlarda çocuklarda bademcik iltihabı yapar.

Yüksek ateş, üşüme titreme boğazında ağrısı olan çocuklar ilaçla ya da ilaçsız bunu atlatırlar.

Genelde anne babalar bu rahatsızlığı çok önemsemez ve unutur giderler.

Eklemleri yalar, kalbi ısırır

Bu söz Beta için söylenmiş en veciz tanım…

Aynen, dünyaca meşhur boksör Muhammed Ali’nin “kelebek gibi uçar arı gibi sokarım” dediği gibi.

Bademcik iltihabı geçince, kanda dolaşan bu mikroplar yıllar sonra büyük eklemlerde Romatizma, böbreklerde kronik yani müzmin nefrit ve kalpte kronik kapak hastalığı ve buna ilerleyen kapak hastalığı ve buna bağlı darlık ve nefes darlığı yapar. Halbuki zamanında ayda bir yapılan penisilin çok iyi koruma yapmaktadır.

Bu hastaya bakarken, üç çocuk babası, rahmetli halam oğlu kankam Ziya aklıma geldi.

Mükemmel bir insan olan Ziya’da da Romatizmal kalp kapak hastalığı ve mitral kapak hastalığı vardı. Nefes darlığı başlayınca Ankara’da kalpten başarılı bir ameliyat geçirmiş ama on gün sonra şansız bir komplikasyondan mide kanamasından vefat etmiş bizlere de bitmeyen bir şivan yaşatmıştı.

Neyse, bu kalp hastalarının hamile kalmaması ve hamile kalırsa, yakın takibi ve doktor kontrolünde doğumu gerekir.

Bir karnı burnunda olan hastaya, bir de yanındaki refakatçiye durup durup baktım ve onlara söylendim;

Yahu hiç mi bir doktor senin kalp kapağında darlık var aman hamile kalmamalısın! Demedi?

Refakatçi olan kadın,

Dedi, doktor bey dedi. Demez olur mu?

-Peki, bu kaçıncı hamilelik?

-11 hocam 11…

Devamında,

Hocam bu kadın epriye çüriye. Neymiş? Bunun eltisi 11 doğum yapmış, diyor ki; (Benim ondan ne eksiğim var? Bende yapacağım, demiş ve elti ile başlamışlar amansız bir yarışa. O yapmış, bu da yapmış, o yapmış bu da yapmış. İşte böyle hocam) dedi.

Nefes darlığı ile ilgili ilaçlarını verdim ve bacaklarında ödemi ile kadın doğumcu bir arkadaşa gönderdim ve sanırım belden epidural anestezi ile doğum başarılı oldu ve hemen sonra Gaziantep’teki bir kardiyoloğa gönderdim.

O da kalp damar cerrahisine havale etmiş ve komisyon kararı ile ameliyata karar verilmiş. Başarılı bir ameliyattan sonra on gün daha yoğun bakımda yatmış daha sonra tekrar sağlığına kavuşmuş oldu.

Bir ay sonra kucağındaki bebekle ve bir kova yoğurtla yanıma teşekküre geldiler. Gerçekten her şey yoluna girmişti.

Bir an durdum ve düşündüm,

-İnşallah bir kaç ay sonra bu kadın yine hamile olarak karşıma gelmez, dedim kendi kendime.

Yok yook, temenni etmek yetmezdi. En iyisi bunun eltisine diyeyim ki…

-Kızım, sana da yazık, bu kadına da yazık, kendine acımıyorsan bari bu hasta kadıncağıza acı, aman ha! On ikinci çocuğu yapmayasın.

Bu olayla, takıntılı inancın, hasedin ve kıskançlığın, insanın iradesini nasıl felç ederek neler yaptıracağını görmüş oldum. Ve ünlü şairimizin dizelerini tekrar tekrar okumaya başladım.

Kimi der ki, kadın

uzun kış gecelerinde yatmak içindir.

Kimi der ki, kadın

yeşil bir harman yerinde

dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.

Kimi der ki ayalimdir,

Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki, hamur yoğuran.

Kimi der ki çocuk doğuran.

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.

O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.

Yavrum, annem, karım, kız kardeşim,

Hayat arkadaşımdır.

YORUM YAP

fatma sirmatel 17 Aralık 2022 / 23:10 Yanıtla

kalemine saglik kardesim. egitimliler toplumu tanimak icin yakin olmasi gerekir. kitaplar baska hayat baska. 11. cocukta hayat kurtaran hekim tebrikler.

Abdulgani sürücü 20 Aralık 2022 / 09:57 Yanıtla

Kaleminize sağlık, keyifle okuduk, teşekkürler

Özgür sunay 31 Aralık 2022 / 09:49 Yanıtla

Sevgili meslektaşım, canım babacım zamanın imbiğinden süzülür gibi zihninden süzülen hatıra pınarlarını okumak hem çok keyifli hem de çok eğitici, eline, yüreğine, kalemine sağlık.