BIST 100
10.208,76 -1,56%
DOLAR
41,9549 0,08%
EURO
48,9483 0,09%
GRAM ALTIN
5.750,02 0,40%
FAİZ
40,62 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
70,32 0,61%
BITCOIN
107.981,00 -0,85%
GBP/TRY
56,3745 0,12%
EUR/USD
1,1662 0,06%
BRENT
60,93 -0,59%
ÇEYREK ALTIN
9.401,29 0,40%

EKONOMİ KÖTÜ (mü) YÖNETİLİYOR

Ekran Alıntısı

Bu argüman muhalefet tarafından çok kullanılıyor. Televizyon yorumcuları da hangi taraftan yana olursa olsun ekonomi ile ilgili bir şey söyleyecekse besmele çeker gibi önce bununla başlıyor. İşin ilginci iktidar tarafı da buna boyun eğmiş. ‘Kötü ama düzelteceğiz, çalışıyoruz’ yaklaşımında. Bu ezber iyice yerleşmiş.

Acaba öyle mi? Tabi ben iyi olduğu kanısında değilim. Ama çok kötü, hatta kötü olduğu kanısında da değilim. Sadece olması gerektiği gibi. Kötü diyenler iyinin nasıl olacağını söyleyemiyor. Bazı ütopik cümleler kurmaktan öteye gidemiyor.

Bir kere ‘düzelteceğiz, çalışıyoruz’ diyorsan ve bunu uyguluyorsan doğru yoldasın demektir. Ne diye olumsuz eleştirilerin karşısında boynu bükük kalasın. Madem ekonomi ‘çok kötü’ madem ‘tencerenin deviremeyeceği iktidar yok’ neden o zaman muhalefet iktidarı değiştiremiyor? Bunu sadece muhalefetin çapsızlığıyla, halkın ‘saflığı’ ya da ‘kanıyor olmasıyla’ açıklayamayız. Ortada objektif bir gerçeklik varsa onun da objektif sebepleri vardır. Yanlış olan bizim kafamızda oluşturduğumuz şeydir.

Demem o ki konuşulduğu gibi olsa halk iktidarı hallaç pamuğu gibi atar. Bunun da göbek kaşımakla ilgisi yoktur. Halkı dağdaki çoban, dağdaki çobanı da hiçbir şeye aklı ermez sanmayın.

Muhalefetin sadece ekonomiyi değil, her şeyi kötü gösterme çabası var. Alternatif göstermeden bunu yapınca iktidarın kendiliğinden kucağına geleceğini sanıyor. Öte yandan belediyelerde içine düştüğü durum, onu güvenilmez yapıyor.

Bakıyorum halkın yaşam düzeyi hiç de eskisi gibi değil. Eskiyle kıyaslandığında daha iyi. Uluslararası piyasalarda altın değer kazanınca altın üzerinden, döviz kazanınca onun üzerinden, petrol yükselince onun üzerinden alicengiz hesaplarıyla inandırıcılık olmuyor. İşin ilginci, en fazla şikayetçi olanlar gelir düzeyi ve yaşam standardı yüksek olanlar. Otosu var hem de üst düzey marka ama otomobil fiyatlarından şikâyetçi. Otomobil üretenler, ithal edenler keyifleri yerinde ama vergilerden şikâyetçi. Hiç kimse olana razı değil, daha fazlasını, daha daha fazlasını istiyor. İnsanoğlunun nefsini körletmek kolay değildir.

Halbuki devlet pandeminin, büyük deprem felaketinin, 40 yıllık terörün yol açtığı ekonomik girdabın problemleri ile boğuşuyor. Bunun yanında dıştan içten sabotajlara uğruyor. İşi güçleşsin diye yapılmadık kalmıyor. Dünya bir büyük savaş tehdidi altında. Kaynakların hesaplı kullanılması gerekiyor.

Bunlara rağmen tarihimizde hiç görülmedik ölçüde sosyal yardımlar yapıyor. Yangın, sel baskını, deprem, don gibi felaketler olduğunda mağdurlara omuz vermeye çalışıyor. Çalışan kesimleri ve emeklileri enflasyona ezdirmemek için gelirlerini yükseltmeye gayret ediyor. Onun yanında sosyal imkânlar sağlıyor.

Bütün bunların yanı sıra ülkemizin hızla kalkınmasını sağlayacak önemli yatırımlar yapıyor. Yeraltı ve yer üstü doğal kaynaklarımıza sahip çıkıp onları ülke yararına kullanıma sunuyor. Elektrik ve doğalgazda sübvansiyon uyguluyor.

Yetmedi savunma sanayini güçlendiriyor. Yerlilik payını %20’lerden 80’lerin üzerine çıkarıyor. Periferisini güçlendirmek için dost ve kardeş ülkelere el uzatıyor. Onların zorluklarına destek sağlıyor. O ülkelerde askeri üsler, ekonomik ortaklıklar kuruyor. Etrafındaki ateş çemberini kırmak, ateşi söndürmek için girişimlerde bulunuyor. Uzay seferberliği başlatıyor.

Diğer yandan ekonomi yönetimine ince ayarlamalar yapılıyor. Vergi sistemi revize ediliyor. Beyan usulü istismarını önleyecek düzenlemeler yapılıyor. Sanırım yakında vergi kaçırma ve naylon fatura üç kağıtçılığına da ‘Amerika’da vergi kaçırmanın cezası çok büyük’ türünden imrendiğimiz uygulamalar gelecek. Türkiye muz cumhuriyetlerinde olduğu gibi ‘vergisizlik cenneti’ ülke olma statüsünü terk edecektir.

Tabi bu durum uluslararası ekonomik ilişkilere de yansıyor. Yabancı yatırımcıların ülkemize ilgisi büyüyor, yabancı sermaye girişi artıyor. Bunun sebepleri ulaşıma, üretime yapılan yatırımlar, Türkiye insanının artan tüketim ihtiyacı ve bunu temin edebilme imkânlarındaki yükseliştir.

Bütün buralara harcanan paralar nereden geliyor sanılıyor? Tayyip Erdoğan şapkadan çıkarıyor değil. Üretimden, ihracattan, doğal kaynakların değerlendirilmesinden, toplamam vergilerden… Kaan, Kızılelma, Çelik Kubbe, TCG Anadolu, Altay tankı, TOGG ile övünmek güzel de bunların olabilmesi için de ekonominin iyi yönetilmesi gerekiyor. Öyle ‘sistem’ kurup, parayı cukkalayıp, FETÖ’nün himmeti gibi ‘sisteme pay’ diye insanların ümüğünü sıkarsan otobüslerin yanar, yolda kalır, barajların sıfırlanır.

İnsanoğlu doyumsuzdur. Ne verirsen ne yaparsan daha fazlasını ister. Evet geçmişte mağdur olan, incinen kesimler oldu. Ama bunlar asla TÜSİAD patronları değildir. Birkaç ay önce ekonomik konularla ilgisi olmayan neler dediler. O incinen kesimlerin de kayıplarının telafisi yönünde adımlar atılıyor. Sabırla koruk helva olur.

Bu kadar yazıyı okuma zahmetine katlanan birisi ‘amma da mutluluk tablosu çizmiş’ diye düşünebilir. ‘Her şeyi güzel göstermeye çalışmış’ diye aklından geçirebilir. Hiç de öyle bir niyetim yok, olanı yazmaya çalıştım. Zaten bu yazdıklarımın gerçekliği yüzünden tencere darbe yapamıyor. Halka bir şeyden anlamaz muamelesi yapmaktan vazgeçin. O cin gibidir. Mimin arkasından nunun geldiğini bilir. Kendisine neyin yarayışlı olduğunu sezecek kadar da zekidir. Yanıltmak isteyeni dinler, hak verirmiş gibi yapar, bildiğini okur.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?