Halkların Vicdanı Ayakta, Hükümetler Sessiz
Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılar, artık sadece bölgesel bir mesele olmaktan çıktı. İsrail, uyguladığı politikalarla tüm dünyanın vicdanında büyük bir yara açtı. Bugün Avrupa’dan Latin Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar milyonlarca insan Filistin için sesini yükseltiyor. Ancak ne yazık ki aynı tepkiyi birçok Batılı hükümetin diplomatik salonlarında göremiyoruz. Halkların vicdanı ayakta ama yönetenler sessiz.
---
1. İsraillilere Yönelik İzolasyon ve Tepkiler
İsrail’in saldırıları, dünya genelinde eşi benzeri görülmemiş bir sosyal izolasyon sürecini başlattı.
Gazze operasyonları sırasında ve sonrasında, özellikle Avrupa ve Ortadoğu’da milyonlarca insan sokaklara döküldü. “Free Palestine” sloganı, artık sadece bir bölgenin değil, küresel adalet arayışının simgesi haline geldi.
Boykot ve Protestolar
BDS (Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar) hareketi, İsrail’e karşı yürütülen en güçlü sivil inisiyatiflerden biri haline geldi.
Pek çok ülkede, özellikle üniversiteler ve büyük markalar düzeyinde, İsrailli şirketlere ve ürünlere yönelik boykotlar hızla artıyor. Hatta bazı kafe ve restoranlarda İsrailli turistlerin kabul edilmediği, halkın bireysel protesto yöntemleriyle tepkisini gösterdiği rapor edildi.
Sosyal ve Ekonomik İzolasyon
İsrailli sanatçılar, sporcular ve akademisyenler de bu tepkiden nasibini aldı. Avrupa’da bazı etkinliklerde İsrailli katılımcılar protesto edildi, bazı festivallerde davetleri iptal edildi. Bu, sadece hükümetlerin değil, halkların da artık İsrail’e güvenmediğinin açık göstergesi.
Güvenlik Endişeleri
İsrail hükümeti, vatandaşlarını yurt dışı seyahatlerinde “artmış güvenlik riski” konusunda uyarmak zorunda kaldı.
Bu, artık dünyada İsraillilere karşı artan öfkenin bir yansıması. Halkların öfkesini bastırmak kolay değil; çünkü bu öfke, ölü çocukların, yıkılmış şehirlerin ve vicdanı sızlayan insanların öfkesi.
---
2. Gazze İşgal Planından Vazgeçme Kararı (Ateşkesin Nedenleri)
İsrail hükümetinin ateşkes kararı, sadece dış baskılarla değil, içerde büyüyen krizlerle de doğrudan bağlantılı.
Askeri hedeflerin tükenmesi, ekonomik maliyetin yükselmesi ve diplomatik yalnızlık, İsrail’i geri adım atmaya zorladı.
Uluslararası Baskı
ABD ve Avrupa ülkeleri, bir yandan destek verirken diğer yandan kamuoyu baskısına karşı durmakta zorlanıyor.
İsrail’in, ABD’nin mühimmat ve siyasi desteğini kaybetme korkusu, askeri stratejiden çok daha etkili hale geldi.
Askeri ve Ekonomik Gerçekler
İsrail, her uzun operasyon sonrası aynı tabloyla karşılaşıyor: askeri kayıplar, ekonomide daralma, turizmin çöküşü.
Gazze saldırıları sonrası ülke ekonomisinde ciddi gerileme, ihracatta düşüş ve turizmde iptaller yaşandı.
Bu tablo, savaşın sadece Filistin’e değil, İsrail’in kendisine de zarar verdiğini açıkça gösteriyor.
---
Sonuç: İsrail, Artık “Kazanarak Kaybediyor”
Bugün İsrail, askeri olarak kazandığını sandığı her hamlede, diplomatik ve insani açıdan biraz daha kaybediyor.
Gazze’de bir çocuğun gözyaşı, dünyanın dört bir yanında milyonların kalbine dokunuyor.
Hiçbir askeri başarı, insanlık vicdanında kazanılmış sayılmaz.
İsrail belki tankla, topla üstün olabilir ama dünya halklarının gönlünde çoktan kaybetmiştir.
---
Yazarın Yorumu
Türkiye halkı, her zaman olduğu gibi bu süreçte de Filistin’in yanında durdu.
Sokaklarda, meydanlarda, sosyal medyada milyonlarca insan tek bir ağızdan seslendi: “Zulme karşı sessiz kalmayacağız.”
Ancak Batı dünyasının çifte standardı hâlâ sürüyor. İnsan haklarını savunduğunu iddia eden ülkeler, konu İsrail olunca adaleti unuttu.
Bugün dünyada İsrail’in en büyük düşmanı silah değil, halkların vicdanıdır.
Ve bu vicdan uyanmıştır — artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
