BIST 100
10.208,76 -1,56%
DOLAR
41,9549 0,08%
EURO
48,9483 0,09%
GRAM ALTIN
5.750,02 0,40%
FAİZ
40,62 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
70,32 0,61%
BITCOIN
107.981,00 -0,85%
GBP/TRY
56,3745 0,12%
EUR/USD
1,1662 0,06%
BRENT
60,93 -0,59%
ÇEYREK ALTIN
9.401,29 0,40%
  • ANASAYFA
  • BÖLGE
  • KÜRESEL GÜÇ MÜCADELESi VE ORTADOĞU’DA YENİ SATRANÇ TAHTASI

KÜRESEL GÜÇ MÜCADELESi VE ORTADOĞU’DA YENİ SATRANÇ TAHTASI

KÜRESEL GÜÇ MÜCADELESi VE ORTADOĞU’DA YENİ SATRANÇ TAHTASI

21. yüzyılın ikinci çeyreğine girerken, küresel güç dengeleri yeniden şekilleniyor. ABD, Rusya ve Çin arasındaki mücadele yalnızca ekonomik bir rekabet değil; aynı zamanda Ortadoğu’dan Orta Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada askeri ve siyasi hesaplaşmaları beraberinde getiriyor.”

Üçlü Eksen ve Çin’in Yükselişinin Engellenmesi

Putin’in “dünya liderliği” iddiası çerçevesinde şekillenen üçlü eksenin (ABD-Rusya-Çin) en önemli gündem maddesi, Çin’in teknoloji ve sanayi alanında kaydettiği hızlı yükselişin önünü kesmektir. Avrupa Birliği ve NATO dışında yürütülecek bu üç devletli süreç, Çin’i ekonomik olarak iflasa sürüklemeyi hedeflemektedir.
Donald Trump, Putin’in desteğini arkasına alarak Çin’in Kafkasya, Pakistan ve Anadolu üzerinden Avrupa’ya açılan ticaret yollarını kontrol altına alma planını gündeme getirmiştir. Böylece “Yeni İpek Yolu” projeleri stratejik bir şekilde baltalanmak istenmektedir.

Avrupa’nın Stratejisi: Rusya’yı Yıpratma Planı

Avrupa liderleri, Ukrayna’daki savaşın yükünü Rusya’ya ödetmeye ve Moskova’nın savunma sanayiindeki teknolojik başarılarını sekteye uğratmaya çalışmaktadır. Ukrayna’da Rusya’nın başarısız gösterilmesi, Batı için stratejik bir kaldıraçtır.

Ortadoğu’da Büyük Hesaplaşma

Ortadoğu bugün küresel güçlerin baskısı altındadır. ABD, Rusya ve Çin arasında çıkması muhtemel büyük bir savaşın adresi yine Ortadoğu’dur. ABD, yenileceğini anladığında bölgeden savaşarak çıkmayı tercih edecek ve yanında bazı Avrupa ülkelerini de getirecektir. Ancak bu ülkeler, Türkiye’nin elinde tuttuğu “stratejik anahtar” gerçeğiyle karşılaşacak ve sonunda geldikleri gibi dönmek zorunda kalacaklardır.

Filistin Meselesi ve Batı’nın İkilemi

Fransa’nın Filistin’i tanımak için ortaya koyduğu “silahsızlanma” şartı Batı’nın gerçek niyetini ortaya koymaktadır. Bir yandan Filistin’in bağımsızlığını tanıma kararı açıklanırken, diğer yandan Filistin’i savunmasız bırakma planları yapılmaktadır. Bu yaklaşım, Batı’nın Ortadoğu’da topyekûn savaşa hazırlanırken güvenliksiz devletler yaratma stratejisinin parçasıdır.

Batı’nın Çaresizliği ve Türkiye’nin Rolü

Her geçen gün savaşa ısınan dünya gündeminde Batı, kaybetme ihtimalini gördükçe yeni kurtuluş senaryoları üretmektedir. Beyaz Saray’daki güvenlik toplantılarında Ukrayna’nın geleceği, Karadeniz güvenliği ve NATO’nun askeri harcamaları tartışılmıştır. Ancak asıl mesele, Türkiye’nin bölgedeki stratejik girişimlerinden haberdar olunup olunmadığıdır.
Batı, Türkiye’yi yanına çekmek için NATO üyeliği döneminde izlenen taktiklerin benzerlerini bugün tekrar uygulamaya koymaktadır: Kore Savaşı sonrası NATO üyeliği, bugün BM Güvenlik Konseyi daimi üyeliği veya AB üyeliği vaatleriyle yeniden sahneye konmaktadır. Amaç, Türkiye’yi kendi oyunlarına alet etmek, hatta “Türk’ü Türk’e kırdırmaktır”.

Zengezur Koridoru ve Yeni Cephe

ABD, Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan mutabakatla Zengezur Koridoru’nun kontrolünü bir Amerikan şirketine bırakmak istemektedir. Bu hamle, ABD-Rusya-Çin gerilimini tırmandıracak, Ortadoğu ile Orta Asya arasında yeni bir çatışma hattı doğuracaktır. 42 km’lik bu koridor, Nahçıvan ile Azerbaycan’ı bağlarken aynı zamanda İpek Yolu’nun kalbinde stratejik bir fay hattı işlevi görecektir.

Savaş ve Barışın İkilemi

Dünyanın neresinde bir kriz varsa Batı önce savaşı körüklemekte, ardından “barış” adı altında kendi çıkarlarını dayatmaktadır. Donald Trump dahi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan öğrendiği barış ve diyalog stratejilerini kopyalamaya çalışarak kendini “altın harflerle tarihe yazdırmak” peşindedir. Nobel Barış Ödülü iddiaları da bu bağlamda gündeme gelmektedir.

İnsanlığın Asıl İmtihanı

Ortadoğu’da ve dünyada kalıcı barışın yolu sömürü düzeninden el çekmekten geçmektedir. Batı dünyası özgürlük ve demokrasi söylemlerinin ardına gizlenerek milletleri göç, yoksulluk ve savaşla kuşatmaktadır. Oysa gerçek kurtuluş, halkların özgür iradeleriyle, adalet ve hakkaniyet temelinde yaşamalarından geçmektedir.
Batı, eğer gerçekten insanlığın faydasını gözetmek istiyorsa, ellerini Ortadoğu’dan çekmeli, sömürü düzenini tarihe gömmeli ve yeni bir adalet düzeninin inşasına katkı sunmalıdır.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?