Yargı mensupları kendilerine yönelik eleştiri, hakaret, sataşma, polemik çıkarma gibi durumlarda cevap verme hakkına sahip midir yoksa konuşmaları yasak mıdır tam bilmiyorum. Fakat genelde basına bile bu tür konularda konuşmuyorlar. Yasal haklarını kullanıyorlar. Bir FETÖ savcısının adliyenin önünde basın toplantısı yapmaya kalktığını hatırlıyorum. Bedelini ödemişti.
Kuşkusuz sayın Gürlek saygıyı hakkediyor. Omuzlarındaki yük, her ‘benim’ diyenin kaldırabileceği cinsten değil. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk davası. Üstelik failler siyasi ve ekonomik gücü hatta dış bağlantıları olan tipler. Günlük deyişle ‘sırtı kalın’ kişiler. Kendilerinin dokunulmaz olduğuna o kadar inanmışlar ki gözlerini karartıp ne işlere bulaşmışlar. Söküldükçe gerisi geliyor. Öylesine geniş bir ağ.
Akın bey gizli açık kim bilir ne tehditlere ne göz korkutmalarına, kendini boşa düşürme girişimlerine göğüs geriyor. Özgür Özel’in kof kabadayılığını kastetmiyorum. Onlar yaptırım şansı olmayan sıradan kalabalıklara yönelik söylenmiş sahte güç gösterileri. Korkan kedinin kabarması gibi. Ama arkasında gözdağı vermeler mevcut. Bu nedenle ciddiye alınmalı ve Akın bey çok sıkı korunmalı. Muhtemelen de öyledir.
Sayın Gürlek adli yılın açılışı vesilesiyle bir grup gazeteciyle bir araya gelmiş ve onların sorularına cevaplar vermiş. İddianamenin yazılmakta olduğunu, Ekim ayı içinde tamamlanacağını söylemiş. Kolay değil, bu kadar dallı budaklı bir suç örgütlenmesi için iddianame yazmak ağır iş. Yine de yeterli delile ulaştığını düşünüyor. Yapmakta olduğu işe hakim.
İddianame açıklanınca ben göreceğim ‘iddianame neden ortada yok’ yaygaracılarını. Sayın savcı kendinden emin ‘delillerimiz var, dosyamıza güveniyoruz’ demiş. "Bizde sadece tanık beyanıyla tutuklu kimse yok. Beyanı delillendirmeden tutuklamıyoruz. Varsa öyle biri söyleyin hemen ertesi gün tahliye edelim. Kuyumcu terazisi hassasiyetiyle iş yapıyoruz" diye eklemiş. Ben de bir ekleme yapayım, tutuklama kararını veren iddia makamı değil. Talep, delilleriyle mahkemeye sunuluyor hâkim karar veriyor.
İtirafçılara baskı yapılmadığını avukatları aracılığıyla etkin pişmanlıktan yararlanmak için kendilerinin başvurduğunu söylüyor. Tam tersine bu yüzden tehdit alanlar varmış. Bazılarına koruma bile verilmiş. Duruşmaların canlı yayınlanmasında sakınca görmüyor. ‘Yasal düzenleme gerekli. Yasal düzenleme ortaya koyulursa yayınlanabilir’ görüşünde.
Ben duruşmaların başlamasını ve TRT’den yayınlanmasını iple çekeceğim. Buğulu ortamda kardan şatolar, köşkler inşa edenlerin iddianamenin şavkı ile nasıl eriyip çöktüğünü keyifle izlemek için.
