Mehmet Ali Çelik yazdı…
Çok partili hayata geçtiğimiz günden beri demokratik hayatımıza seçilmişler ve atanmışların egemen olduklarını biliyoruz.
- “Her Peygamber kendi ümmetine şefaat eder” düsturu çoğu kez partizanlık olarak çıkmaktadır.
- Sizin desteklediğiniz bir parti ya da belli ettiğiniz bir siyasi görüşünüz varsa işlerinizin daha kolay yürüyeceğini bizim ayrıca uzun uzun anlatmamıza gerek yoktur inancındayız.
- Torpil hazretleri her zaman ve her devirde varlığını devam ettirirken adaletin işleyen veya işlemeyen çarklarında etkilediğini her halde bilmeyen yoktur tezi bugün toplumsal bir kabul halindedir.
- Bir zamanlar ve asırlarca suçlu bulmak ve yargılamakta zorlanan KADI’lık müessesesini varlığını bugün arar hale geldiğiniz bir büyük kaos toplumu halindeyiz.
- Haraci mezhebinin imamı, İmam-ı A’zamı Hanife yaşadığı toplumda azalan suçlu sayısına rağmen kadılığı kabul etmemekle hayatını Bağdat zindanlarında kırbaçlanarak tüketmiş olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda vardır inancındayız.
- Günümüz de yaşanan sosyo-ekonomik ve kültürel hayatınıza ise bir Anayasa Mahkemesi Başkanı yargıçlar için; “vicdan ile cüzdan arasına kalan” ifadesini kullanırken ne demek istediğinin taktirini siz değerli kamu oyuna bırakıyoruz.
- Günümüz Türkiye’sinde adeta suçlu üreten bir toplumsal bir girdap yaşanıyorsa bunu sebebini uzunca anlatmak mümkün iken biz size bazı anekdotlar vermek istiyoruz.
- Bir kere teslim etmeliyiz ki eğitim sistemimiz insanın fıtrat kanununa uygun değildir.
- Toplumsal hayatımız küresel boyutta varlığını devam ettiren Kapitalist sistemin azgın çarkları arasında param parçadır.
- Adliye koridorları ve ceza evleri tıklım tıklım dolup taşıyorsa bunun sebebini araştırma görevi siyaset mekanizmasına düşmektedir.
- İcra dairelerinde ki dosya sayılarının 25-30 milyonlara dayandığı bir toplum bugün nasıl bir barış ve kardeşlik kültürü ile hayatına yön verebilir diyenlere bizim verebileceğimiz tek bir cevap vardır: EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM…
- Eğer eğitim sistemimiz bize her türlü yanlışlıklardan alı koymuyorsa, vicdani ve insani boyutta bizleri kucaklamıyorsa ya da insanın önce kendisine, sonra ailesine sonra içinde bulunduğu toplum ve tüm insanlığa karşı faydalı olabilmek için ruh ve beden kabiliyetlerini geliştirmiyorsa bizim bundan böyle söyleyecek hiçbir sözümüz olamaz diyoruz.
- Siyasetin egemen güçleri yukarıda ifade ettiğimiz görüş ve düşüncelere yeni ilave tezler, görüş ve düşünceler ilave edilirler.
- Türkiye’nin dehemehal acil kodlu bir eğitim seferberliğine geçmesi için beklemeye zamanının kalmadığı inancındayız.
- İstişare “Arı kovanından bal almak” ise toplumun akademik kültürel ve manevi dinamiklerini harekete geçirmek için geç kalınan her gün ve zamanın yangına seyirci kalmakla eş değer olduğunu birilerinin artık duyma zamanının gelip geçmekte olduğunu hatırlatmak bizim için bir görev ya da sorumluluktur diyoruz.
- Bugün ceza evlerinde ağırlıklı olarak eroin, esrar kaçakçılık, taciz vb. dolu insanların yaşadıkları suç ortamını ortadan kaldırmakla görevli devlet yetkilileri harekete geçmelidirler.
- Ayrıca huzur evlerinde huzur bulamayan ileri yaştaki insanlar ile çocuk esirgeme yurtlarında barındırılan küçücük yavruların içinde bulunduğumuz topluma yeniden kazandırmaları için yeterli politikalar üretilip üretilmediği gözden geçirilmelidir.
- Eğer bugün devlet koruması ve himayesi altında bulunan millet evlatları yeterli hayat tarzı yaşıyorlarsa buna diyeceğimiz bir şer olmaz. Ancak sayıları 15-16 milyonu bulan SSK ve Bağkur emeklilerinin yükselen çığlıklarını ötelemeden duymak ve çözüm üretmek ebed müddet devletimizindir.
- Cumhuriyetin 100. Yılına yaklaşırken önemli ve kapsamlı af yasası çıkarılacağı topluma mal olmuşken bu sese kulak vermek herhalde önemlidir.
- Ayrıca 31.Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere giderken toplumu ve bil hassa emeklileri rahatlatacak yeni bir torba yasanın Ekim Meclisi’nden geçmesi beklentisi toplumda yerini almıştır.
- Asırlarca bir ve beraber bir aile gibi yaşayan tüm etnik kökenli vatan evlatlar ile devletimiz arasına sokulmak istenen ayrımcılık ve parçalayıcı fitne ve fesat tohumlarına fırsat verilmemelidir.
- Çanakkale’de ve İstiklal Savaşı’nda, tarihimizde de ortalama her 10 yılda bir cereyan eden savaşlarda bu toplum etnik bir topluluk olarak değil kardeşlik ruhuyla cephede yerini almıştır. Kalanlar gazi, canını feda edenler ise şehitlik mertebesine yükselmişlerdir.
- O nedenle bugün toplumsal hayatımızın şiddetle ıslahına ihtiyaç vardır.
- Yeni bir anayasanın çıkması ve toplumu kucaklaması beklentisi havada kalmamalıdır.
- İktidarıyla, muhalefetiyle bu topraklarda SEVR artığı duygu ve düşünlerine yer vermemesidir. Aileler toplumun yapı taşlarıdır.
- Gençlerimiz geleceğin teminatıdır.
- Beşikten mezara kadar eğitim hakkı herkes için geçerlidir.
- Bilenlerle bilmeyenler bir değildir.
- O nedenle sayın yetkililer ve etkililere tarihi büyük bir sorumluluk ve görev düşmektedir.
ANLAYANA SİZRİSİNEK SAZ ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ…