DOLAR 32,9949 % -0.11
EURO 35,8195 % -0.26
STERLIN 42,5549 % -0.22
FRANG 37,3499 % -0.36
ALTIN 2.529,05 % 0,85
BITCOIN 67.904,43 1.239

ZÜLFİKAR NEDİR?

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
ZÜLFİKAR NEDİR?
0

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a salât ve selâm Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem),Âl-i Âbası, Ehl-i Beyti ve Ashâbı üzerine olsun.

*

Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikār

(Ali’nin üstüne yiğit, Zülfikar’ın üstüne kılıç yoktursözüyle hafızalarda yer edinen Zülfikar;

***

Sözlükte “sahip” anlamındaki ile “omurga, boğum” mânasına gelen fekār kelimelerinden oluşan Zülfekār Hazreti Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) iki tarafı keskin, ortası yivli kılıcının adıdır.

İsim Türkçe’ye Zülfikar şeklinde geçmiştir.

***

Kılıç hakkında yapılan rivayet; Uhud savaşında düşman askerinden olan Amrü bin Adüd savaşta kendisine karşı çıkacak bir rakip istediğinde Hz. Peygamber(sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem), Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)’a Zülfikarı vererek düşmana karşı çıkmasını söylemiş ve Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) bu kılıçla düşmanı yenmiştir.

Savaşta mübarek dişi kırılan Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’in  “Yetiş Ali” demesi sonrası bedenine 70 yara alan ve son ana kadar Hazreti Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’i  savunan Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) için;

Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikār”

(Ali’nin üstüne yiğit, Zülfikar’ın üstüne kılıç yoktur) diye nidâ ettiği söylenmektedir.

*

Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Bedir Gazvesinde ele geçirilen ganimetleri savaşa katılanlar arasında taksim ederken uzunluğu yedi karış, eni bir karış olduğu belirtilen boğumlu bir kılıcı kendine ayırmıştı.

Kabzasının ucu gümüşten, bağında bir halkası, ortasında da gümüşten bir süs topuzcuğu bulunan Zülfikar’ın Merzûk es-Sakīl adlı bir kılıç ustası tarafından yapıldığı rivayet edilir.(1)

Zülfikar’ın Mekke’de Haccâcoğullarından Münebbih b. Haccâc yahut Nebîh b. Haccâc’a ait olduğu zikredilmekle birlikte genelde kabul edilen görüşe göre kılıç Bedir’de öldürülen Âs b. Münebbih’e aittir. Onu öldüren kişi bilinmediği için umumi ganimetler arasına dahil edilmiştir (2)

***

Hazreti Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)  Zülfikar’ı Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) ‘a verinceye kadar kendisi kullanmıştır.(3)

***

Zülfikar’ın Anlamı:

Müslümanlar İslam’a yaptığı hizmetlerden dolayı bir ucu diğerinden uzun iki başlı olan Zülfikar’a farklı anlamlar vermişleridir. Bunlardan bazıları şunlardır:

~ Büyük ucu imanı, Küçük ucu ilmi temsil eder.

~ Büyük ucu zahiri, Küçük ucu batını  temsil eder.

~Büyük ucu kafirlerle savaşı, Küçük ucu nefsimizle savaşı temsil eder.

~Büyük ucu büyük dilimizi, Küçük ucu  küçük dilimizi temsil eder.

~Büyük ucu iyiliği ve inancı, Küçük ucu kötülüğü ve inançsızlığı temsil eder.

~Büyük ucu doğruluğu, Küçük ucu adaleti temsil eder.

Zülfikar, gerçek adaletin, hakkaniyetin, doğruluğun, mertliğin sembolüdür.

 ***

‘’Biz peygamberlerimizi apaçık delillerle gönderdik ve insanların adâleti ayakta tutmaları için beraberlerinde de kitabı ve adâlet terazisini indirdik. Bir de kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok fayda bulunan demiri indirdik. Allah, bütün bunları, görmedikleri halde kendisine ve peygamberlerine yardım edenleri ortaya çıkarmak için size verdi. Şüphesiz Allah çok kuvvetlidir, karşı gelinemez bir kudrete sahiptir. ( Hadid Sûresi (57) 25. Ayet)

***

Rabbimizin ayeti kerimede buyrulduğu gibi, Peygamberler bu ilâhî yardımlar sayesinde hem ferdi hayatta hem de içtimai hayatta adâlet ve nizamı tesis etmekle görevlendirilmişlerdir.

Her zaman haklının yanında olup haksızın karşısında yer almışlardır.

Tüm güçleriyle hak ve adâletin gerçekleşmesi için mücadele vermişlerdir.

Yalnız çoğu zaman sadece delil, bilgi ve hikmetle mücadele etmek, zulme mâni olup hak ve adâleti gerçekleştirmede yeterli olmadığı için ve Peygamberler sadece “adâleti tebliğ” ile görevlendirilmemişler; bunun yanı sıra “adâleti fiilen gerçekleştirmekle” de mesul tutulmuşlardır.

Böyle olunca zaman zaman silahlı mücadele de kaçınılmaz hale gelmiştir.

İşte âyet-i kerîmede “demir”in bu açıdan faydasına dikkat çekilmektedir. Bu ayeti kerimede zamanın silahları ve Zülfikar’a da işaret olduğu beyan edilmiştir.

***

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) zamanında demirden kılıç, mızrak, zırh gibi silahlar yapılırdı. Şimdi ise tank, füze, uçaksavar, makinalı tüfek gibi pek çok ağır silah yapılmaktadır.

*

Zülfikar’ın tarih içindeki Seyri:

Zülfikar Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)’’den sonra Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’e, Hazreti Hüseyin’den sonra Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)’ın diğer evlâlarına intikal etmiştir.

Muhammed b. Abdullah el-Mehdî (en-Nefsüzzekiyye), Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansûr’a karşı Medine’de isyan ettiğinde Zülfikar’ onun elinde bulunuyordu. Savaş esnasında Abbâsî ordusundan atılan bir okla yaralanan Muhammed b. Abdullah öleceğini anlayınca Zülfikar’ı kendisinin 400 dinar borçlu olduğu tüccara vermiş ve Ebû Tâlib neslinden onunla karşılaşacak bir kişinin bu borcu ödeyip kılıcı geri alacaklarını söylemiştir.

***

Ca‘fer b. Süleyman b. Ali, Yemen ve Medine valiliğine getirilince Zülfikar’ı 400 dinar vererek geri almıştır.

Kılıç daha sonra Abbâsî Halifesi Mehdî-Billâh tarafından satın alınmış, ardından Halife Hâdî-İlelhakk’a ve Hârûnürreşîd’e intikal etmiştir.

Şair Asmaî, Tûs’ta bulunduğu sırada Hârûnürreşîd’i Zülfikar’ı kuşanmış olarak gördüğünü belirtir.

Asmaî, Hârûnürreşîd’in Zülfikar’ı kendisine gösterebileceğini söylediğini, onun izniyle Zülfikar’ı eline alıp kınından sıyırdığını ve on sekiz boğumlu olduğunu kaydeder.

Hârûnürreşîd’in daha sonra Zülfikar’ı kumandanlarından Yezîd b. Mezyed’e hediye ettiği rivayet edilir.

Buhtürî’nin divanındaki şiirlerden Zülfikar’ın Abbâsîler’den Muktedir -Billâh’ın eline geçtiği anlaşılmaktadır.(4)

(X.) yüzyılda Muktedir-Billâh’ın elinde olduğu bilinen Zülfikar’ın daha sonra kime intikal ettiğine dair yeterli bilgi yoktur.

Bazı tarihçiler, kılıcın kısa bir süre Fâtımîler’e geçtikten sonra tekrar Abbâsîler’e intikal ettiğini ileri sürmüşlerdir.

Rivayete göre Ya‘kūb b. İshak et-Temîmî adlı bir Fâtımî kumandanı Abbâsî kuvvetlerince esir alınıp Bağdat’ta hapsedilmiş, on dört yıl hapis yattıktan sonra Abbâsî Halifesi Muktedir-Billâh’ın 320’de (932) öldürülmesi esnasında meydana gelen karışıklıklardan faydalanıp Medine’ye kaçarken Zülfikar’ı da beraberinde götürmüştür.

*

Makrîzî Zülfikar’la birlikte Amr b. Ma‘dîkerib, Hazereti Hüseyin (Allah’ın selamı üzerine olsun),  Hazreti Hamza b. Abdülmuttalib, Hazreti  Ca‘fer es-Sâdık (Allah’ın selamı üzerine olsun)’ ve bazı Fâtımî halifelerinin kılıçlarını Mısır’daki hizânetü’s-silâhta gördüğünü, fakat bunların Fâtımî Halifesi Müstansır-Billâh’a karşı çıkan Hamdân ve Şâver oğulları gibi emîrler tarafından zaman içinde yağmalanıp paylaşıldığını belirtmektedir.(5)

*

Hâkimiyet, güç ve iktidar sembolü olan Zülfikar’ı Resûl-i Ekrem(sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’in Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)’a hediye etmesi metafizik ve mânevî bağlamda yorumlanarak Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)’ın  zâhirî ve bâtınî mânada Peygamber’in tek ve hakiki vârisi olduğuna inanılmış, İmam Ali er-Rızâ’nın, Zülfikar’ı Allah’ın emriyle Cebrâil (aleyhisselam) tarafından semadan indirildiğini söylediği de rivayet edilir. (6)

*

Zülfikar’ın İslam Toplumu üzerindeki Etkisi:

Zülfikar‘ın neyi sembolize ettiği, ne gibi işlevi/işlevleri olduğu, ucunun neden çatal olduğu, kelime/kavram olarak ne anlama geldiği ile ilgili birçok yorum ve açıklama olduğu gibi Zülfikar üzerine söylenmiş çok sayıda sözler ve ”Zülfikarname ” adı ile bilinen çok sayıda şiirler de mevcuttur.

Bütün bunlar ve Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’in buyurduğu:

’’La Fetta ila Ali La Seyfe ila Zülfikar.’’ ‘’Ali’nin üstüne yiğit, Zülfikar’ın üstüne kılıç yoktur’’ sözü bile başlı başına, Zülfikar‘ın üstünde durulması ve doğru mana verilmesi gereken önemli bir konu/kavram olduğunu göstermektedir.

***

Zülfikar ile ilgili Rahmetli Geredeli Dertli bir deyişinde şöyle ifade etmektedir.

MÜSEDDES/ZÜLFİKARNÂME

Zevce-yi bint-i Muhammed İbn-i amm-ı Mustafa 

Ta ezelden öldürür ol sırr-ı Nebi aşina 

Ali evlâdına bin canım dahi olsun feda 

Varis-i peygamber oldür vakıf-ı sırr-ı Hüdâ

Yâ nice medh etmeyim dünya vü ukba namı var

 “Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr”  (Geredeli Dertli )

***

İslâm ülkelerinin edebiyat ve kültürlerinde Zülfikar’a geniş yer verilmiş, Osmanlı sanatında çeşitli malzemeler üzerine Zülfikar’ resmedilmiştir.

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde kayıtlı Siyer-i Nebî  (7) ve Falnâme (8) gibi minyatürlü yazmalarda Hz. Ali’nin Zülfikar’la düşmanlarını, ejderi ve aslanı öldürüşü tasvir edilmektedir.

*

Barbaros Hayreddin Paşa’nın İstanbul Deniz Müzesi’nde muhafaza edilen sancağında iri bir Zülfikar’ motifi bulunmaktadır.

*

Zülfikar’ bazı mezar taşlarına da işlenmiştir.

Osmanlı devrinde sevilerek giyilen tılsımlı gömleklerin bir kısmında, Hünkar Hacı Bektaşın (r.a.) Tarikatı Bektaşîlik’te, Seyyid Ahmed Er Rıfai (r.a.) ’in Tarikatı Rıfailik’te ve diğer bazı tarikatlarda, Hazreti Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)’a ait hat ve levhalarda Zülfikar’ motifi yaygın biçimde kullanılmıştır.

***

Her şeyden önce Zülfikar gerçek adaletin simgesidir.

Kimse Zülfikar’ı bir savaş aracı olarak algılamasın.

*

Rahmet kaynağı Alemlerin Rabbi olan Allah savaşı isteyen yarattığı kullarının katledilmesini isteyen bir Allah değildir.

Allah insanların kendi aralarında yaptıkları savaşları doğru bulmayandır.

Savaşları, kavgaları, düşmanlıkları lanetleyendir.

Onun gönderdiği, insanların doğru yolu bulmaları yönünde bir rehberdir ışıktır.

Doğru yol ise haklıdan, adaletten, doğrulardan yana olmak, bunları hayatın bütün alanlarında hakim kılmaktır.

***

Hakka ve adalete timsal oluşu, Ehl-i Beyt ve Hazreti Ali Cun muhabbetinden dolayı özellikle halk sanatında Zülfikar’ motifi çokça işlenmiş olup yakın dönemde de formları bozulmakla birlikte- takı şeklinde ele alınıp kullanıldığı görülmektedir.

***

Allah Zülfikar’ın temsil ettiği hak ve adaletten yana olmayı, bunları hayatımızda tatbik etmeyi, Hazreti Ali (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ’ın ilmini adaletini düşüncesini anlamayı ,ve O’nun dava ve düşüncesiyle  aynileşip onun yolundan gitmeyi bizlere  nasip etsin. 

27/11/2023 ANKARA

Cesim ZEYDANLI

ULUSLARARASI EHL-İ BEYT ARAŞTIRMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL BAŞKANI

 

BİBLİYOGRAFYA

1~ (Ya‘kūbî, Târîḫ, II, 88.)

2~ (Belâzürî, Ensâb, I, 144-145)

3~ (İbn Seyyidünnâs, ʿUyûnü’l-es̱er, Kahire 1356, II, 918).

4~ (Buhtürî, Dîvân, İstanbul 1300, II, 239).

5~ (Makrîzî, el-Ḫıṭaṭ, Beyrut 1953, II, 267-268).

6~ (Ya‘kūbî, Târîḫ, II, 88).

7~ (Hazine, nr. 1223)

8~ (Hazine, nr. 1703)

 

YORUM YAP