BIST 100
10.208,76 -1,56%
DOLAR
41,9549 0,08%
EURO
48,9483 0,09%
GRAM ALTIN
5.750,02 0,40%
FAİZ
40,62 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
70,32 0,61%
BITCOIN
107.981,00 -0,85%
GBP/TRY
56,3745 0,12%
EUR/USD
1,1662 0,06%
BRENT
60,93 -0,59%
ÇEYREK ALTIN
9.401,29 0,40%

ZÜLFİKAR NEDİR?

WhatsApp Görsel 2025-05-02 saat 01.05.54_01e61ba5

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a salât ve selâm Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem) , Âl-i Âbası, Ehl-i Beyti ve Ashâbı üzerine olsun.

***

Sözlükte “sahip” anlamındaki ile “omurga, boğum” manasına gelen fekār kelimelerinden oluşan Zülfekār , Efendimiz Hz. Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem) tarafından Hz. Ali (a.s.)'a armağan edilen keskin, ortası yivli kılıcın adıdır. 

 Türkçe ’ye Zülfikar şeklinde geçmiştir.

Kılıç hakkında yapılan rivayet , Uhud savaşında düşman askerinden olan Amrü İbin Adüd savaşta kendisine karsı çıkacak bir rakip istediğinde  Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)  Hz.Ali( a.s.)'a  Zülfikar' ı vererek düşmana karşı çıkmasını söylemiş ve bu kılıçla düşmanı yenmiştir.

***

Savaşta mübarek dişi kırılan  Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)’in  “Yetis Ali demesi sonrası bedeninde 70 yara alan ve son ana kadar Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)' i savunan Hz.Ali (a.s.) için

Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikār

''(Ali’den  üstün (yiğit), Zülfikâr’dan daha üstün kılıç yoktur'' diye nidâ ettiği rivayet edilmiştir.

***

Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem) Bedir Gazvesi’nde ele geçirilen ganimetleri savaşa katılanlar arasında taksim ederken uzunluğu yedi karış, eni bir karış olduğu belirtilen boğumlu Zülfikar adlı bu  kılıcı kendine ayırmıştı.

Kabzasının ucu gümüşten, bağında bir halkası, ortasında da gümüşten bir süs topuzcuğu bulunan Zülfikar’ın Merzûk es-Sakīl adlı bir kılıç ustası tarafından yapıldığı rivayet edilir. (1)

Zülfikar’ın Mekke’de Haccâc oğulları’ndan Münebbih b. Haccâc yahut Nebîh b. Haccâc’a ait olduğu zikredilmekle birlikte genelde kabul edilen görüşe göre kılıç Bedir’de öldürülen Âs b. Münebbih’e aittir.

Onu öldüren kişi bilinmediği için umumi ganimetler arasına dahil edilmiştir. (2)

Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem) Zülfikar’ı Hz. Ali (a.s.)'a hediye edinceye  kadar kendisi kullanmıştır.(3)

***

Rabbimizin buyurduğu gibi;

‘’Biz peygamberlerimizi apaçık delillerle gönderdik ve insanların adâleti ayakta tutmaları için beraberlerinde de kitabı ve adâlet terazisini indirdik.

Bir de kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok fayda bulunan demiri indirdik. Allah, bütün bunları, görmedikleri halde kendisine ve peygamberlerine yardım edenleri ortaya çıkarmak için size verdi. Şüphesiz Allah çok kuvvetlidir, karsı gelinemez bir kudrete sahiptir. ( Hadid Sûresi (57) 25. Ayet)

***

Rabbimizin ayeti kerimede buyurduğu gibi Peygamberler bu ilâhî yardımlar  sayesinde hem ferdi hayatta hem de içtimaı hayatta adâlet ve düzeni tesis etmeye çalışmışlar, hep haklının yanında olup haksızın karsısında yer almışlardır.

Tüm güçleriyle hak ve adâletin gerçekleşmesi için mücadele etmişlerdir.

Fakat çoğu zaman sadece delil, bilgi ve hikmetle mücadele etmek, zulme mâni olup hak ve adâletgerçekleştirmek için yeterli olmamıştır.

Peygamberler sadece “adâleti tebliğ” ile görevlendirilmeyip “adâleti fiilen gerçekleştirmekle de sorumlu tutulmuşlardır.

Bunun gereği olarak zaman zaman silahlı mücadele de kaçınılmaz hale gelmiştir.

Ayet-i kerimede “demirin bu açıdan faydasına dikkat çekilmektedir.

Bu ayeti kerimede zamanın silahları ve Zülfikar’a da işaret olduğu ifade edilmiştir.

Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)  zamanında demirden kılıç, mızrak, zırh gibi silahlar yapılırdı.

Günümüzde ise tank, füze, uçaksavar, makinalı tüfek gibi pek çok ağır silah yapılmaktadır.

*

Zülfikar Hz. Ali (a.s.) dan sonra Hz. Hasan(a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.) ’a, Hz. Hüseyin (a.s.) ’dan sonra oğlu Hz. Ali Zeynel Abidin  (a.s.)'a  intikal etmiştir.

***

Muhammed b. Abdullah el-Mehdî (en-Nefsüz zekiyye), Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansur’a karsı Medine’de isyan ettiğinde Zülfikar’ onun elinde bulunuyordu. Savaş esnasında Abbâsî ordusundan atılan bir okla yaralanan Muhammed b. Abdullah öleceğini anlayınca Zülfikarı  400 dinar borçlu olduğu tüccara vermiş, Hz. Ebû Tâlib neslinden birisinin  borcu ödeyip kılıcı geri alacaklarını söylemiştir.

***

Ca‘fer b. Süleyman b. Ali, Yemen ve Medine valiliğine getirilince  400 dinar vererek Zülfikarı geri almıştır.

Kılıç daha sonra Abbasî Halifesi Mehdî-Billâh tarafından satın alınmış, ardından Halife Hâdî-Ilel hakk’a ve Hârûnürreşîd’e intikal etmiştir.

Şair Asmaî, Tûs’ta bulunduğu sırada Hârûnürresîd’i Zülfikar’ı kuşanmış olarak gördüğünü belirtir.

Asmaî, Hârûnürreşîd’in Zülfikarı kendisine gösterebileceğini söylediğini, onun izniyle Zülfikarı eline alıp kınından sıyırdığını ve on sekiz boğumlu olduğunu belirtir.

Hârûnürreşîd’in daha sonra Zülfikar’ı kumandanlarından Yezîd b. Mezyed’e hediye ettiği rivayet edilir.

Buhtürî’nin divanındaki şiirlerden Zülfikarın Abbasîlerden Mu‘tez-Billâh'ın eline geçtiği anlaşılmaktadır.(4)

IV. (X.) yüzyılda Mu'tez-Billah’ın elinde olduğu bilinen Zülfikarın daha sonra kime intikal ettiğine dair yeterli bilgi yoktur.

Bazı tarihçiler, kılıcın kısa bir süre Fatimelere geçtikten sonra tekrar Abbâsîler’e intikal ettiğini ileri sürerler.

***

Rivayete göre Ya‘kūb b. Ishak et-Temîmî adlı bir Fâtimî kumandanı Abbâsî kuvvetlerince esir alınıp Bağdat’ta hapsedilmiş, on dört yıl hapis yattıktan sonra Abbâsî Halifesi Muktedir-Billâh’ın 320’de (932) öldürülmesi esnasında meydana gelen karışıklıklardan faydalanıp Medine’ye kaçarken Zülfikarı da beraberinde götürdüğü rivayet edilir.

***

Makrîzî Zülfikar’la birlikte Amr b. Ma‘dîkerib, Hz. Hüseyin (a.s.) , Hamza b. Abdülmuttalib, Ca‘fer es-Sâdik ve bazı Fâtimî halifelerinin kılıçlarını Mısır’daki hizânetü’s-silâhta gördüğünü, fakat bunların Fâtimî Halifesi Müstansir-Billâh’a karşı çıkan Hamdân ve Sâver oğulları gibi emîrler tarafından zaman içinde yağmalanıp paylaşıldığını belirtmektedir.(5)

***

Hâkimiyet, güç ve iktidar sembolü olan kılıcı Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)’in Hz. Ali (a.s.)’a hediye etmesi metafizik ve mânevî bağlamda yorumlanarak Hz. Ali /a.s.)'ın zahirî ve batini manada  Peygamber’in tek ve hakiki vârisi olduğuna inanılmış, İmam Ali er-Rızâ’nın, Zülfikar’ı Allah’ın emriyle Cebrâil tarafından semadan indirildiğini söylediği de rivayet edilmiştir. (6)

*

Zülfikar’ın Manası

Zülfikar 'ın neyi sembolize ettiği, ne gibi işlevi/işlevleri olduğu, ucunun neden çatal olduğu, kelime/kavram olarak ne anlama geldiği ile ilgili bir çok rivayet vardır.

Müslümanlar İslam’a yaptığı hizmetlerden dolayı bir ucu diğerinden uzun iki başlı olan Zülfikar’a farklı anlamlar vermişleridir.

Bunlardan bazıları şunlardır:

~ Büyük ucu imanı, Küçük ucu ilmi temsil eder.

~ Büyük ucu zahiri, Küçük ucu batını  temsil eder.

~Büyük ucu kafirlerle savaşı, Küçük ucu nefsimizle savaşı temsil eder.

~Büyük ucu büyük dilimizi, Küçük ucu  küçük dilimizi temsil eder.

~Büyük ucu iyiliği ve inancı, Küçük ucu kötülüğü ve inançsızlığı temsil eder.

~Büyük ucu doğruluğu, Küçük ucu adaleti temsil eder.

Zülfikar, gerçek adaletin, hakkaniyetin, doğruluğun, mertliğin sembolüdür.

*

Zülfikar’ın Toplum üzerindeki Etkisi

Zülfikar üzerine söylenmiş çok sayıda sözler ve Zülfikarname adı ile bilinen çok sayıda şiirler mevcuttur.

Bütün bunlar ve Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)' in buyurduğu:

’’La Fetta ila Ali La Seyfe ila Zülfikar.’’

Ali’den üstün (yiğit) , Zülfikâr’dan daha üstün kılıç yoktur  sözü bile başlı başına, Zülfikar'ın üzerinde durulması ve doğru mana verilmesi gereken önemli bir konu/kavram olduğunu göstermektedir.

***

  Geredeli Dertli’ eserinde şöyle der.

MÜSEDDES/ZÜLFİKÂRNÂME

Sakî-yi Kevser'dürür cennette şîr-i girdigâr,

Rahm-ı maderden olup dur Mustafa'ya yadigâr

Oldu seyfinden anın din-i Muhammed aşikâr

Leşker-i küffarı tiğinden geçürdi peşimâr

Yâ nice medh etmeyim dünya vü ukba namı var

“Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr”

Zevce-yi bint-i Muhammed İbn-i amm-ı Mustafa

Ta ezelden öldürür ol sırr-ı Nebi aşina

Ali evlâdına bin canım dahi olsun feda

Varis-i peygamber oldür vakıf-ı sırr-ı Hüdâ

Yâ nice medh etmeyim dünya vü ukba namı var

“Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr”    Geredeli Dertli

***

İslam ülkelerinin edebiyat ve kültürlerinde Zülfikar’a geniş yer verilmiş, Osmanlı sanatında çeşitli malzemeler üzerine Zülfikar’ resmedilmiştir.

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde kayıtlı Siyer-i Nebî  (7) ve Falname (8) gibi minyatürlü yazmalarda Hz. Ali(a.s.)' ın  Zülfikarla düşmanlarını, ejderi ve aslanı öldürüşü tasvir edilmektedir.

***

Barbaros Hayreddin Paşa’nın İstanbul Deniz Müzesi’nde muhafaza edilen sancağında iri bir Zülfikar’ motifi bulunmaktadır

***.

Zülfikar bazı mezar taşlarına da konu olmuştur.

Osmanlı devrinde sevilerek giyilen tılsımlı gömleklerin bir kısmında, Rifai, Bektasî ve Kadiri tarikatlarında, Hz. Ali(a.s.)'a  ait hat ve levhalarda Zülfikar motifi yaygın biçimde kullanılmıştır.

Hakka ve adalete timsal oluşu, Ehl-i Beyt ve Hz. Ali (a.s.) Muhabbetinden dolayı özellikle halk sanatında Zülfikar motifi çokça islenmiş olup yakın dönemde de Formları bozulmakla birlikte- takı şeklinde işlenip kullanıldığı görülmektedir.

Rabbim bizi Ehl-i Beyti hakkıyla tanıyıp onun yolundan gidenlerden eylesin niyazıyla...

İlâhi sen bizleri Al-i Beytin yolundan ayırma.

Yolunda daim ve kaim eyle. Efendimiz Hazreti Muhammed (sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem)'’e  Âl-i ne ve Ehl-i Beytine, ashabına  her göz kırpacak kadar zamanda (her an, her saniye) her nefes alacak zamanda sana malum olan varlıklar adedince salât ve selam eyle.

Bu uğurda şüheda-i Kerbela’ya verdiğin ecir ve fazileti ve şehadeti bizlere de lütfeyle.

Kıyamet günü Onlarla birlikte efendimizin sancağı altında haşr eyle . Amin.

                                                                                                                                                                                                           02-05-2025 ANKARA

Cesim ZEYDANLI

ULUSLARARASI EHL-İ BEYT ARAŞTIRMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI

BIBLIYOGRAFYA

1~ (Ya‘kūbî, Târîḫ, II, 88.)

2~ (Belâzürî, Ensâb, I, 144-145)

3~ (Ibn Seyyidünnâs, ʿUyûnü’l-es̱er, Kahire 1356, II, 918).

4~ (Buhtürî, Dîvân, Istanbul 1300, II, 239).

5~ (Makrîzî, el-Ḫiṭaṭ, Beyrut 1953, II, 267-268).

6~ (Ya‘kūbî, Târîḫ, II, 88).

7~ (Hazine, nr. 1223)

8~ (Hazine, nr. 1703)

Not. Kaynak gösterilmeden izinsiz kullanılamaz. :5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sahibi, telif hakkı kapsamında; manevi ve mali haklara sahiptir

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?