DOLAR 32,5705 % 0.01
EURO 34,9171 % 0.05
STERLIN 40,6470 % 0.2
FRANG 35,7065 % 0
ALTIN 2.435,98 % 0,24
BITCOIN 66.570,99 0.114

Allah’ın Dinine Yardım

Yayınlanma Tarihi : Google News
0

Muhterem Kardeşlerim…
Bir Kur’an mealinde, Muhammed suresinin 7. âyetinde, “Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder” deniyor.
Aynı anlamda birkaç Âyet-i Kerime daha vardır:
“Allah, kendisine yardım edenlere yardım eder. Elbette Allah, güçlüdür, galiptir.” [Hac 40]
“Allah’a ve Peygamberine yardım edenler…” [Haşr 8]

Bir Hadis-i Şerif meali de şöyledir:
“Allah’ın emrini aziz et, Allah da seni aziz etsin!” [Deylemi]

Kur’an tercümelerinden, meallerden, hadislerden din öğrenilmez. Yanlış anlamalara sebep olur. İslam Âlimlerinin açıklaması ile birlikte okumalıdır. Fıkıh kitapları Kur’an-ı Kerimin tefsirleridir.

Allah’a yardım demek, Allah’ın dinine yardım demektir. Yani İslamiyet’e hizmet demektir. İslamiyet’e hizmet ise, Allahü Teâlâ’nın, Resulünün ve Âlimlerin bildirdiği şekilde yapılırsa hizmet olur. Kendi anlayışına göre yapılırsa, ekseriya fitne olur.

Kur’an tercümesi denilen kitapların ne kadar zararlı oldukları buradan da anlaşılmaktadır. Kelam, Fıkıh ve Tasavvuf gibi lüzumlu bilgileri Kur’an tercümesi denilen kitaplardan öğrenmemiz mümkün değildir. Hatta muteber tefsirlerden bile anlamamız mümkün olmaz. Lüzumlu bilgileri İlmihalden öğrenmemiz gerekir.

Adam öldüren kâfir olmaz. Bir Müslüman’ı, “niye Müslüman oldun” diye öldürmek küfürdür. Yoksa alacak davası yüzünden veya başka bir sebeple mesela parasını almak için öldürmek küfür olmaz. Hiçbir günah küfür yani kâfirlik değildir.

Müslüman olduğu için bile öldürülse, pişman olunca Allah bütün günahları affeder. En azılı kâfiri bile affeder, hatta bütün günahlarını sevaba çevirir. Kâfirliği de affeder, şirki de affeder, yeter ki tevbe edilsin. Tevbe edince anadan doğduğu gibi temiz Müslüman olur. Affetmem demek, ahirette kâfir olarak müşrik olarak öleni affetmem demektir. Yani kâfirler ahirette affa uğramayacaktır.

Din meallerden öğrenilmez, bu yanlış bilgiler meal okumaktan ileri geliyor. Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de bütün soruların cevabı vardır. Dini bilmeyenin dini yoktur buyuruluyor, İlmihal okuyup dinimizi öğrenmek gerekir. www.hakikatkitabevi.com adresinden de okunabilir ve temin edilebilir.

Fâsık, kâfir demek değildir. Kur’an mealleriyle dini doğru öğrenmeniz mümkün olmaz. Birçok kelime, her ilimde, ayrı manada kullanılır. Mesela, zalim kelimesi tefsir ilminde kâfir demektir. Fıkıh ilminde, başkasının hakkına saldıran kimse denir. O halde, bir ilme ait kitabı okuyup anlayabilmek için, önce kelimelerin bu ilimdeki özel manalarını bilmek gerekir. İşte, birkaç sene Arapça öğrenenlerin ve eline bir cep lügati alıp da, Kur’an-ı Kerimi ve Hadis-i Şerifleri tercümeye kalkışan türedilerin, para kazanmak için yaptıkları tercüme ve tefsirler, bozuk ve zararlı olmaktadır.

Tevbe edip bir daha günah işlemeyen hemen Fâsıklıktan kurtulur. Cenab-ı Hak, tevbe edilen her günahı affeder. Bir Kâfir, küfrüne tevbe ederse, Mümin olur, bütün günahları affolur. Bir Mümin de her çeşit günahı işlese, hatta Allah’a şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse, Allahü Teâlâ yine affeder.

Vahy, haber demektir. Deyim olarak da, Allahü Teâlâ’nın Cebrail aleyhisselam vasıtası ile Peygamberlerine gönderdiği haber demektir.

Vahy, Peygamber Efendimizin vefatı ile kesilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri, “Peygamberlik sona ermiş ve Vahy kesilmiş, sona ermiş ve din kemal bulmuş ve nimet tamam olmuştur” buyuruyor.

Kısas-ı Enbiya kitabının 410. sayfasında diyor ki:
Resulullah hayatta iken, Vahy geliyor ve ümmete tebliğ olunuyor idi. Ondan sonra artık Vahy kesildi, hiç kimseye Vahy gelmek ihtimali kalmadı.

Vahy, iki türlüdür:
1- Vahy-i Metlu
2- Vahy-i Gayri Metlu

Cebrail aleyhisselam, Allahü Teâlâ’dan aldığı haberleri getirerek Peygambere okur. Bu Vahyin kelimeleri de, manaları da Allah’tan gelmiştir. Kur’an-ı Kerim, Vahy-i Metludür.

Vahy-i Gayri Metlu, Allahü Teâlâ tarafından Peygamberin kalbine bildirilir. Peygamber; bu Vahyi, kendi bulduğu kelimelerle yanındakilere söyler. Bu sözlere, Hadis-i Kudsi denir.

Vahy, yalnız Peygamberlerin kalblerine gelir. Evliyaya da gelmez. Meleklerin getirdikleri düşüncelere İlham denir. İlham Peygamberlerin ve salih Müslümanların kalblerine gelir.

Allahü Teâlâ, her hayvana bir şeyler öğretmiştir. Anne kuşlar, yavrularının acıktıklarını bilir, onlara yiyecek getirir. Bunu nereden biliyor? Allahü Teâlâ öğretti tâbii. Memeli hayvanlar da yavrularını emzirir. İpek böceği dut yaprağından ipek yapar. Kanguru tehlike anında yavrularını torbasına koyarak kaçar.

Bunları onlara kim öğretti, elbette Allahü Teâlâ öğretti. Yani her hayvana her insana bir şeyler öğretti. Bunun Peygamberlere gelen vahy ile bir ilgisi yoktur. Bunlar için ilham olundu demek daha uygundur.
Kur’an-ı Kerimde mealen buyuruluyor ki:
“Rabbin bal arısına, ‘Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü’ diye öğretti. Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen bir millet için bunda ibret vardır.” [Nahl 68-69]

Meallerde, tefsirlerde, “Allah arıya ilham etti, öğretti” ifadeleri geçiyor. Hiçbir Âlim, “Arıya Vahy geliyor, arı Peygamberdir” dememiştir.

Kur’an-ı Kerimde karga ile ilgili Âyet-i Kerime şu mealdedir:
“Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona (Kabil’e) yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Kabil ise), ‘Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım’ dedi ve ettiğine pişman oldu.” [Maide 31]

Kargaya bunu öğreten Allahü Teâlâ, arıya da, diğer hayvanlara da çok şey öğretmiştir. “Vahy kesilmedi, kargaya da arıya da Vahy geliyor, bana da Vahy geliyor” demek çok yanlıştır. İnsanlara şeytandan vesvese gelir, melekten ilham gelir. Şeytandan gelen düşünceyi, “Bana Vahy geliyor” sanarak, “Ben Resulüm” diyen sapıklar çıkabilir. Şeytanın Resullerine [elçilerine] itibar etmemelidir.

Kur’an-ı Kerim Peygamber Efendimize indi. Yani muhatabı Resulullah Efendimizdir. “De ki” denmese de, ona inince, otomatikman, “böyle söyle” anlamı çıkar.
İmam-ı Kurtubi hazretleri buyurdu ki:
Bu Âyet-i Kerimede, Allahü Teâlâ, Resulullah’a insanlara böyle demesini emretti. (Câmi’ul Ahkâm)

Mealden din öğrenmeye kalkan, Kur’an-ı Kerimde hata var zanneder. Bunun için İslam Âlimleri buyuruyor ki:
Kur’an-ı Kerimin hakiki manasını anlamak, öğrenmek isteyen, din Âlimlerinin Kelam, Fıkıh ve Ahlak kitaplarından hazırladığı bir İlmihal okumalıdır. Böyle bir İlmihal, Kur’an-ı Kerim’den ve Hadis-i Şeriflerden alınmış demektir. Kur’an tercümesi diye yazılan kitaplar, doğru mana veremez. Okuyanları, bunları yazanların düşüncelerine ve maksatlarına esir edip, dinden ayrılmalarına sebep olur.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

YORUM YAP