DOLAR 32,4822 % -0.08
EURO 35,0528 % 0.16
STERLIN 40,8366 % 0.01
FRANG 35,4523 % -0.2
ALTIN 2.419,60 % -0,13
BITCOIN 57.824,21 -4.088

Bir Tarafta Milyonluk Araba Sırası Bekleyenler, Bir Tarafta Çöplerden Ekmek Toplayanlar!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Bir Tarafta Milyonluk Araba Sırası Bekleyenler, Bir Tarafta Çöplerden Ekmek Toplayanlar!
0

Bu Ülke Nereye Gidiyor?

İthal Yaşıyoruz İthal!

Tarım fuarı yapıyoruz. Fakat ülkemizde yeterli tarım üretimi yok. Yüksek akaryakıt fiyatları yüzünden, yüksek girdi maliyetleri yüzünden çiftçilerimiz üretim yapmak istemiyor. Aslında çiftçilerimiz üretim yapmıyor artık desek daha doğru olur. O yüzden de tahıl ve bakliyat ürünlerini Rusya ve Ukrayna’dan ithal ediyoruz. 

Maazallah Rusya ve Ukrayna ülkemize tahıl ve bakliyat ürünlerinin satışını durdursa resmen açız. Onun için de Rusya ile Ukrayna ile iyi ilişkiler kurmak zorundayız. 

Kitap fuarı yapıyoruz. Fakat ülkemizde kitap okuyan yok. Özellikle yeni nesil kitap okuma alışkanlığını tamamen terk etti. Ülkemizde kitap okuma oranı oldukça düşük. O yüzden de cahil bir toplum haline geldik. 

Ülkemizde kullanılan tüm kırtasiye ürünleri tamamen ithal. 

Sanayi fuarı yapıyoruz. Fakat tanımını yaptığımız tüm makineler tamamen ithal. 

Araba fuarı yapıyoruz. Fakat reklamı yapılan tüm araçlar tamamen yurtdışından geliyor. Ya da yabancı menşeli araçlar.

Teknoloji fuarı yapıyoruz. Fakat teknolojiye ait ne varsa hepsi ithal. 

Defile yapıyoruz. Defile yapılan kıyafetlerin kumaşlarını Çin’den ithal ediyoruz. 

Yerli malı haftası yapıyoruz. Fakat bir tane yerli üretilen ürün yok. 

Şehirlerin yöresel lezzetler adı altında yemek tanıtımlarını yapıyoruz. Fakat yemekte kullanılan her şeyi ithal. Etler ithal, gıda ürünleri ithal. 

Yani kısacası bu ülkede ithal yaşıyoruz ithal. 

Tarım ithal, teknoloji ithal, giyim ve kuşam ithal. Bu arada insanlar da ithal. Ülkemizde yaşayan yabancı sayısı 5 milyona yakın. Belki de daha fazla. Çünkü resmi olmayan ve kayıt dışı olarak ülkemizde yaşayan o kadar çok yabancı kökenli insan var ki!

Ülkemizde yaşayan yabancı sayısı günden güne artıyor. Ve bu insanlar başımıza büyük bir bela olacaktır. Çünkü günden güne artıyorlar, günden güne ürüyorlar, günden güne yurtdışından ülkemize göç ediyorlar. 

Şimdi konumuza dönelim;

Son yıllarda ülkemiz gariplikler ülkesi oldu. Bir yandan hayali paralar, bir yandan kara para aklama, bir yandan şikeli bahisler, bir yandan kaçakçılık, bir yandan uyuşturucu madde kaçakçılığı, bir yandan devletten vergi kaçırmak, bir yandan devleti soymak, bir yandan rüşvetçilik, bir yandan gaspçılık, bir yandan soygunculuk, bir yandan ihaleye fesat karıştırmak, bir yandan kadın ticareti, bir yandan çocuk tacizleri, bir yandan kadın cinayetleri …

Aman Allah’ım yaz yaz bitmiyor … Bu arada yaşadığımız bu ülke Müslüman olan bir ülke!!!

İnsanlar bir yandan fakirlikle mücadele ediyor, ay sonunu bile zar zor getiriyor. Bir yandan çöplerden ekmek, meyve ve sebze topluyor. Bir yandan insanlar geçinemediğınden intihar ediyor. Bir yandan gençlerimiz iş bulamadığı için intihar ediyor. Ya da genç beyinlerimiz iş bulamadığı için yurtdışına kaçıyor…

Bir de madalyonun öteki yüzü var;

Bir tarafta fakirlikle mücadele eden bir kesim var. Bir tarafta da zenginlik ve şatafatlı bir hayat süren bir kesim var. Her iki kesim arasında büyük bir uçurum var. Hem de çokkk büyük bir uçurum var. Hani insanlar çöplerden yiyecek ve giyecek topluyor dedik ya, bir kesim insan da milyonluk araba sırasında satın aldıkları süper lüks araçlarını bekliyorlar. 

Ülkemizde son yıllarda lüks araçlarlarda büyük bir artış var. Son bir yılda lüks araç satış oranı % 30 civarında. Daha lüks araç satın almak için sıraya girmiş insanları saymıyoruz. Değeri en az 3 milyon TL, 5 milyon TL, 10 milyon TL, 15 milyon TL. Hatta ve hatta 20 milyon TL ve 25 milyon TL değerinde ki araçlar. İnsan resmen akıl tutulması yaşıyor. Nasıl yaşamayalım ki?

Bir yandan bir lokma ekmeğe muhtaç yaşayan insanlar, bir yandan milyonluk araçlara binen, şatafatlı bir yaşam süren insanlar. Her ikisi arasında uçurumlar var. 

Ey Allah”ım ne günlere kaldık ?

Dünyanın kanunu böyle iş te; Fakirler çalışacak, köle bir çalışacak, üç kuruşluk maaşla geçinmeye çalışacak , ayrıca zenginleri doyurmak için üretim yapacak. Çiftçilerimiz kar kış demeden, sürekli olarak tarlada ve bahçede çalışacak, üç kuruş para kazanmak için elleri nasır tutacak. Ama birileri asla ve asla doymayacak. Lakin iyilik meleği gibi insanlar da var; Bir yandan çiftçilerimizin üretim yapması için çiftçilerimizle birlikte hasat yapan Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi insanlar.  Elleri nasır tutmuş, sıcak bir ele ihtiyacı olan  yaşlı ellere dokunan Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi insanlar. Bir yandan gecesini gündüzüne katan sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi insanlar. Bir yandan hasta olduğunda bile insanları sımsıkı kucaklayan sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi insanlar. Yani kısacası bu ülkede yalnızca kötü insanlar yok. Melek kalpli insanlar da var; Tıpkı Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi…

Daha önce ki bir yazımızda şöyle bir ifade kullanmıştık; Bizler fakirleri doyuramadığımız için fakiriz. Bizler zenginleri doyurmuş olsaydık eğer, dünyada bir tane fakir insan kalmazdı. Ama kimsenin doyacağı da yok ya! Ne diyelim Allah doyursun gözünüzü…

Unuttuğumuz bir şey var; Bu dünyanın öteki tarafıda var. Haklının hakkı haksızdan mutlaka bir gün alınacaktır. Çünkü Yüce Allah’ın adaleti var. Hesap günü var. 

Saygılarımla!

Ayhan Yalçın

YORUM YAP