Evrende kendi türüm olan insanlarla birlikte bulunmam tabi anlamlı. Ama benim için daha özel bir şey var; Amaçlarım…
Hiç bir şeyi İlah gibi anlayamayacağıma göre İnsan gibi bilebilirim.
Bir şey olduğumu iddia etmiyorum! Ne olduğumu ortaya koyuyorum.
Hayata inanmasaydım çoktan intihar ederdim. Yaşamla ortaklaştığım için buna gerek kalmadı.
Dış dünyayı sevmeden iç dünyamızda mutlu olamayız. Sevinç gösterimiz haz duygumuz harekete geçtiğinde ortaya çıkar. Bu zaman keyif ve huzurla dolar bütün hücrelerimiz.
Genelde insan evladının hayat evrelerinin çocukluk döneminde ailesinin, gençlik döneminde eğitimin ve örnek aldığı büyüklerinin, orta yaşta hayatın, yaşlılık döneminde deneyim ve bilgeliğin ağırlığı vardır.
Düşüncelerin üzerinde hayat, yaşamın gelişmesinde ve ilerlemesinde fikirler ve her şeyin üzerinde insanın yaptıkları vardır.
Sanat yoz, kaba, barbar olanı dışlar. Uygarlığa en iyi, güzel, büyük hizmetleri sağlar.
Hayatın acı veya tatlı yüzü ile karşılaştığımız zamanlar yaşamsal dönüşümlerimiz olur.
İnsanı yaşamda iyi yada kötü olsun aynı şeyleri görmesi, yaşaması, tekrar etmesi sıkar.
Yaşamın anlatıcısı değilim sadece daha önemli bir görevimde var; Söyleyicisiyim.
İnsan tasarladıklarını açıkladığı ve uyguladığı durumda pişman olmayacağı ancak onur duyacağı şeyler arasından seçmelidir.
Konuk Yazar Etem Sevik
Sosyal Bilimci-Araştırmacı-Yazar