DOLAR 32,2859 % -0.24
EURO 34,8758 % 0.08
STERLIN 40,6616 % 0.03
FRANG 35,7000 % 0.45
ALTIN 2.393,52 % -0,14
BITCOIN 62.902,01 6.781

İslâm’ın yayılmasına hizmet etmek

Yayınlanma Tarihi : Google News
0

Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
“İslâm dininin doğru olarak öğrenilmesi ve bu bilgilerin insanlara ulaştırılması konusunda, kadın, erkek her Müslüman sorumlu mudur?” konusunda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabının 1. cilt, 193. mektubunda buyuruyor ki:
“Bugün Müslümanlar kimsesiz kaldı. Din düşmanları her taraftan saldırıyor. Bugün, İslâm’a hizmet için bir lira vermek, başka zaman verilen binlerce liradan daha çok sevaptır. İslâm’a yapılacak en büyük hizmet, Ehl-i Sünnet kitaplarını alıp, gençlere dağıtmakla olur. Hangi talihli kimseye bu hizmeti nasip ederlerse, çok sevinsin, çok şükretsin. İslâm’a hizmet etmek her zaman sevaptır. Fakat, İslâm’ın zayıf olduğu, yalanlarla, iftiralarla, Müslümanlık yok edilmeye çalışıldığı bu zamanda, Ehl-i Sünnet itikadını yaymaya çalışmak, kat kat daha çok sevaptır. Resûlullah Efendimiz, Eshâb-ı Kiram’ına karşı buyurdu ki: ‘Siz öyle bir zamanda geldiniz ki, Allahü Teâlâ’nın emirlerinden ve yasaklarından onda dokuzuna uyup, onda birine uymazsanız, helak olursunuz, azap görürsünüz! Sizden sonra, öyle bir zaman gelecek ki, o zaman, emirlerin ve yasakların yalnız onda birine uyan kurtulacaktır.’ Hadis-i Şerifte bildirilen zaman, işte bu zamandır. Ehl-i Sünnet Âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymak için, keramet sahibi olmak, Âlim olmak şart değildir. Her Müslüman’ın bunu yapmak için uğraşması lazımdır. Fırsatı kaçırmamalıdır. Kıyamette her Müslüman’a, bunu soracaklar, İslâm’a niçin hizmet etmedin diyeceklerdir. Özür, bahane, kabul edilmeyecektir. Peygamberler, insanların en üstünleri iken, hiç rahat oturmadı. Allahü Teâlâ’nın dinini yaymak için, gece gündüz uğraştılar. Bu yolda çalışırlarken, Allahü Teâlâ da, bunlara yardım eder, mucize yaratırdı. Bizim de, Ehl-i Sünnet Âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymamız ve Müslümanlara iftira edenlerin, yalancı olduklarını, gençlere, dostlara bildirmemiz lazımdır. Bu yolda malı, kuvveti, mesleği ile çalışmayanlar, azaptan kurtulamayacaklardır. Bu yolda çalışırken, sıkıntı çekmeyi büyük saadet, büyük kazanç bilmelidir. Peygamberler, Allahü Teâlâ’nın emirlerini bildirirken, çok sıkıntı çekerlerdi. Onların en üstünü olan Muhammed aleyhisselam;
‘Benim çektiğim eziyet gibi, hiçbir Peygamber eziyet görmedi’ buyurdu.”

Hıristiyanlar, İslamiyet’in yayılmasının, kılıç zoru ile olduğunu iddia etmektedirler. Bu konu ile alakalı olarak Diyâ-ül Kulûb kitabında deniyor ki:
“Sadece kılıç korkusu ile din değiştirmek kolay olsaydı, Katolikler ile Protestanlar arasında, milyonlarca insanın katledilmesine, öldürülmesine sebep olan harpler olmazdı. İman esaslarında, büyük bir yakınlık olmasına rağmen, ne Katoliklerin zorlamaları ve tazyikleri Protestanları kendi imanlarından döndürebildi, ne de Protestanların vahşice zulümleri, İrlanda adasındaki Katolikleri imanlarından ayırabildi. Ayrıca; ‘Bir kısım insanlar cizye vermemek için İslam dinini kabul etti’ denilirse, Protestanlar, dinlerine giren kimselere en az yarım kese gümüşten, beş bin kuruşa kadar maaş tahsis ettikleri ve uzun senelerden beri İslam memleketlerinde bu kadar çalıştıkları hâlde, ismi bilinen ve dinini ve kendini bilir kaç Müslüman’ı, Protestan yapabilmişlerdir? Hâl böyle iken; ‘Hıristiyanlar, senede bir defa verdikleri cizye ismindeki beş-on kuruşa tamah ederek İslamiyet’i kabul ettiler’ demek kadar, ahmaklık, cahillik ve inatçılık olamaz. Burada papazların unuttukları veya söylemek istemedikleri bir diğer husus da, Gayr-i Müslimlerden cizye almayı emreden İslamiyet, Müslümanların da, zekât ve uşur vermelerini emretmiştir. Müslümanların vermiş olduğu zekât ve uşur, Gayr-i Müslimlerin vermiş olduğu cizyeden kat kat fazladır. Zahirî sebeplere ve kuvvete baş vurmaktan sakındıklarını ve sadece ruhani olarak, Allahü Teâlâ’ya ve komşuya muhabbet ve şefkat ettiklerini ilan eden Hıristiyanların, birbirleri hakkında da yaptıkları muameleler, vahşetler ve zulümler, tarihlerde yazılıdır. Hıristiyanların yaptığı bu vahşetleri ve zulümleri okuyan bir kimse, biraz şefkat ve merhamet sahibi ise, yalnız Hıristiyanlıktan değil, böylesine vahşi fiillere sebep olmak kabiliyetinde bulunduğu için, insanlıktan bile nefret edeceği gelir. Donatus isminde Afrika’da bir fırka kurarak, üçyüz tarihlerinde Roma Kilisesine karşı gelen iki Papazın, sebep olduğu ihtilallerde, Papazların, kılıç ile öldürmeye müsaade etmeyip, topuz ile başları ezilerek katledilen nüfusun miktarı dört yüz bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.”

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

YORUM YAP