
ANLAMAK ve YAŞAMAK
Kur'an'ı anlamak için; önce Hz. Peygamberin hayatını, sonra Kur'an'ın dilini, hitap biçimini, anlatma tarzını bilmek gerekir.
Kur'an insana değer verir ona hitap eder iken onun duygusunu harekete geçirir, onu düşünmeye sevk eder, onu kendi özgür iradesi ile iyiye, güzele, doğruya sevk eder.
Allah'ın sözleri ile Muhammed peygambere isnat edilen sözler arasında bu fark çok açık görülür.
Kur'an insan hakları beyannamesinde olduğu gibi maddesel sıralamalar yapmaz.
Mesela gıybet etmeyin demez. Bunun yerine siz hiç ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? Tiksindiniz değil mi işte gıybet onun gibidir der. (hucurat 12)
Bu söz ile gıybet yapmayın demiş olur, ama direk emir olarak gıybeti yasakladım demez.
Mesela köleliği kaldırdım demez. Bunun yerine ''sarp yokuş nedir bilir misin? İşte o bir köleyi azat etmektir der (Beled 9)
Bunun ile büyük ve erdemli bir iş yapmanın zor bir işe gönüllü olmanın bir insanı hürriyetine kavuşturmak olduğunu söyler.
Mesela
Kur'an riba ile iş yapanlar mezarlarından şeytanın çarptığı kimseler gibi kalkar der.(bakara 275) Düşündürür, akla hitap eder duyguyu harekete geçirir.
Oysa Muhammed peygamber beşeri bir akıl ile faizin her çeşidi ayağımın altında ilk kaldırdığım faiz amcamın faizi der. Böyle sert doğrudan çıkış yapar.
Mesela Muhammed peygamber komşusu aç iken tok yatan bizden değildir der. Böyle sert çıkışlar yapar oysa Kur'an duyguyu okşar şöyle der.
Öksüzün başını okşamak, düşmüşün elinden tutmak… İman etmek, güçlüklere göğüs gerip acıları paylaşmak; sevgi ve merhamet yumağı olmak…” (Beled; 9)
Mesela Muhammed peygamber ırk davasına kalkışan onu destekleyen bizden değildir der.
Oysa kuran dillerinizin ve renklerinizin ayrı ayrı olması Allah'ın ayetlerindendir sizleri kavim ve kabileler halinde yarattı ki tanışıp sevişesiniz diye der.(rum 22)
Mesela:
Size içkiyi yasakladım diye emir kipi bildirmez bunun yerine ''Şeytan içki ile sızın aranızı bozmak sizi bir birinize düşürmek Allah'ı anmaktan alı koymak ister der(maide 91)
Mesela Kur'an Allah yerlerin ve göklerin sahibi iken her şey onun iken yardımlaşma ve infakı özendirmek için kendi o kadar zengin iken ''Kim Allah'a borç vermek ister'' der (hadıd 11)
İşte gördüğünüz gibi kuranın dili farkı üstünlüğü budur. Kur'an böyle konuşur. Ama onu anlamayanlar maddeler halinde emirler bekler.
Anlayacağınız kısaca söyleneler görene, köre ne? Kur'an'ın anlatım üslubu, söyleyeceğini emirler halinde değil de duygu üzerinden, düşünce üzerinden gönülden teslimiyet üzerinden anlatılır.
... De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak "Müslüman olduk" deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir...(Hucurat14)
İstisnasız Kur’an her Müslümanın kendi dilinde başucu kitabı olması gereken bir kitaptır. Çünkü bir Müslümanın Mümin olabilmesi için Kur'an'ı okuması anlayıp özümsemesi ve Onu yaşaması yani hayatına uygulaması gerekir...
Yoksa elhamdülillah Müslümanım deyip her naneyi yemek Müslümana yakışmaz. Peygamberimiz “ bizi aldatan bizden değildir” der. Buna göre Müslüman katiyen yalan da söyleyemez. Maalesef Müslümanlar olarak yalan söylemeyenimiz çok az, yok gibi.
Temennim Allah cümle okuyup anlamaya çalışanların yardımcısı olsun, anlayanlara da O'nun emirlerince yaşamak, hayatlarına uygulamak nasip olur inşallah... Derleme
HOŞ VE ESEN KALIN
Abdullah Haktankaçmaz


