DOLAR 32,3400 % -0.07
EURO 34,8790 % 0.06
STERLIN 40,6534 % 0.01
FRANG 35,7427 % 0.57
ALTIN 2.393,53 % -0,14
BITCOIN 62.671,99 4.871

İtaatsiz sevgi yalandır

Yayınlanma Tarihi : Google News
İtaatsiz sevgi yalandır
0

Muhterem Kardeşlerim…
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Sevmenin alameti itaattir. Sevginin derecesi, itaatteki süratle ölçülür. Büyük zatların hiçbir sözünü ikiletmemeli; çünkü ikinci uyarı tehlikedir, üçüncüsü ise felakettir.
Birkaç örnek verelim:
Şâh-ı Nakşibend hazretleri bir gün talebeleriyle yemek yerken, bir talebesinin uzakta durup yemeğe katılmadığını görür. Çağırıp sebebini sorar. Talebe, “Oruçluyum efendim” der. Şah-ı Nakşibend hazretleri, “Gel şu nafile orucunu boz da, aramıza katıl” diye ısrar eder. Talebe bir kez daha, “Olmaz efendim” deyince, son bir kez daha “Gel, ayrı kalma, Ramazan ayında tutulmuş bir farz oruç sevabı kazanırsın” der; fakat yine razı edemez. Bunun üzerine Şah-ı Nakşibend hazretleri, “Bundan uzak durun, gün gelir bu, Allahü Teâlâ’yı da inkâr eder” buyurur.

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin bir talebesi, memleketine gitmeyi çok ister. Hocasına sorunca, “Hayır, gitme” cevabını alır. Sonra tekrar sorunca yine, “Hayır” cevabını alır. Gitmek için bir daha ısrar edince, Mevlânâ hazretleri bakar ki olmuyor, “Git ama akrabalarından sakın hediye kabul etme” buyurur. Talebe gider; fakat son gün dayanamaz, hediyelerden birini alır ve dergâha döner. Ancak bir de bakar ki, artık ne hocasının feyzi kalmış, ne de arkadaşlarının muhabbeti. Herkes onu farklı bir gözle görmeye başlar ve kazandığı her şeyini kaybeder.

Şems-i Tebrizî hazretleri yaya olarak Şam’dan Konya’ya doğru yola çıkar. Yolda aç, susuz kalır. Gece olur, yatacak yer de bulamaz. Ne yaparım diye düşünürken, aklına mescidde gecelemek gelir. Yatsıdan sonra duayı biraz uzatır, herkes evine gidince yatar, uyurum diye düşünür. Namaz biter, herkes gider, müezzinle baş başa kalırlar. Şems hazretleri, ibadetini uzatır. Buna canı sıkılan müezzin, biraz hava almak için dışarı çıkınca, o da bir kenarda yatar. İbadeti herhalde bitmiştir diye müezzin içeri girince, onun bir kenarda uyuduğunu görür. Hemen yanına gidip bağırmaya başlar. Olmayınca da tekmelemekle tehdit eder. Şems hazretleri ne kadar yalvarırsa da, razı olmaz ve yaka paça dışarı çıkarır.

Şems hazretleri beş on adım uzaklaşmadan arkada bir gürültü kopar. Müezzin, sanki biri boğazını sıkıyormuşçasına, nefes alamaz bir şekilde kıvranır. O sırada imam gelince, müezzin son bir gayretle Şems hazretlerini gösterir. İmam durumu anlar ve Şems hazretlerine yetişip, “Efendim, arkadaş bir hata etti, özür diliyor, lütfen affedin de bu durumdan kurtulsun. Bakın ölmek üzere” diye yalvarmaya başlar. Bunun üzerine Şems hazretleri, “İş benden çıktı, bu insan büyükleri üzdü, benim yapabileceğim bir şey kalmadı; ama ben sadece imanla ölmesi için dua edebilirim” buyurur. Kıvranmakta olan müezzin, az sonra Kelime-i Şehadet getirip vefat eder.

İnsanlar uykudadır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dünya, uykudaki bir kimsenin rüyası gibidir. İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar. Ahiret ebedî hayattır. Cennet dünyanın karşılığıdır. Dünyayı terk edene, bırakana, oranın ebedi nimeti verilecektir. Yani dünyayı, dünya malını sahiplenmeyen, onun bir karanlık olduğuna, emanet olduğuna iman eden için, Allahü Teâlâ kalıcı olanı verecektir. Cehennem de dünyanın karşılığıdır. Dünyayı isteyip, ahireti unutana verilir, oradan ebediyen ayrılamaz. Bu bir tercih meselesidir. Allahü Teâlâ, ahireti tercih edene Cenneti verecektir, dünyayı tercih edene Cehennemi verecektir.

Hayırlı insan odur ki, dünyada Allah’a ve Resulüne iman eder, itaat eder ve ömrünü o yönde bitirir.
Eğer bir şey mutlaka olacaksa, onu olmuş bilmelidir. Ölüm muhakkaktır, ona göre yaşamalıdır.
Namaz çok önemlidir, dinin direğidir. Namaz kılmayanın yapmış olduğu bütün ibadetler, havada asılı kalır, namaz kılmadıkça bir işe yaramaz.
Kur’an-ı Kerim şifadır. Her harfi şifadır. Felak ile Nas surelerini ellerinize okuyun üfleyin ve ağrıyan yere sürün.
Akıl bu yolu bulana kadardır ve aklına geleni sorar ancak bu yolu bulduktan sonra en büyük düşman akıldır, hep kafayı karıştırır. Gemiye binmişsen, kaptanın işine karışma!
Cenab-ı Allah, “Saçı sakalı ağarmış Müslüman bir kuluma azap etmekten hayâ ederim” buyuruyor. O halde saçlarımızı Allah yolunda ağartmalıyız.

Teknoloji süratle gelişir, insanlara büyük kolaylıklar sağlar. İşleri daha kolay ve daha kısa sürede yapabilirler. Fakat her yeni buluşun zararları da olur. Gün gelir, insanlar, oyun eğlence, merak yüzünden, bu cihazların [bilgisayar, internet, TV vs.] başında bütün zamanlarını harcarlar. Hâlbuki bunların başında az kalmak lazım, işi süratle bitirip başından ayrılmak lazım. Yoksa sizi kendisine esir alır, bütün vaktinizi alıp götürür. Kitap okumaya ve başka iş yapmaya vaktiniz olmaz. Allah diyecek vakit bile bırakmaz. Pislik, tehlike, hadsiz hesapsız olur, çok sakınmak gerekir. İnsanı alıp felakete götürür. Çocuklara, gençlere zararı daha çok olur.
Affetmek, günahları örtmektir, mağfiret etmek tamamen kaldırmaktır. Onun için mümin, Allahü Teâlâ’dan af ve mağfiret ister. Allahü Teâlâ da af ve mağfiret ederse, her şey tamam olur.

Allahü Teâlâ’nın bir kulundan razı olması, o insan için en büyük müjdedir. Müminin en güzel duası, birine, Allahü Teâlâ senden razı olsun demektir. Eğer Allahü Teâlâ bir kulundan razı olursa, ona her şeyi vermiş demektir. Cenab-ı Hak razı olduklarını razı olduğu yerde bulundurur. Rabbimizin de razı olduğu yer Cennettir. Cennete gitmeyi istemelidir. “Vermek istemeseydi, istek vermezdi” buyuruluyor.
Cenab-ı Allah kuluna bir şey vermek isterse, ona bir şeyler söyletir, istetir. O, vermek istediğini, sebeple verdiği için, bizim sebebe yapışmamızı ister, yani, “Ya Rabbi bize Cennetini ver” dedirtir. Zaten söyleten de, verecek olan da O’dur.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

YORUM YAP